3
Yorum
4
Beğeni
4,7
Puan
2501
Okunma

Aşk gözümü kör edip, yoluma kuyu kazar
Düşmeden yürüsem de, yüreğim toplu mezar
Destansı bir aşkın ayakları önünden
Toplayıp hüznümü gizliyorum.
Sözcükler firara yeltenirken dilimin ucunda
Tutuklu bir sevinç sürülüyor gözlerime
Yüzüne bakarsam yıldızlar düşer avucuma da
Göremezsin...
Ruhuma dokudum gülümsediğin her anı
Gözlerin değil mi umudumun anavatanı?
Bu şehri öksüz bıraktığından beri
Yüreğimi boğazın serin sularına bıraktım
Evet sensiz esir bu şehir
Sensiz talan
Bitkin Fatih’in salladığı surlar
Ve suskun martıların yarıştığı vapurlar
Sen ki;
Eyüp Sultan’a olan saygıyı
Kız Kulesi’ne olan ilgiyi
Boğaza olan sevgiyi simgeliyorsun
Buz tutar güneşim duvarlar yükseldikçe
Ve ruhum ah ruhum ateşler içinde
Bulmaca gibi her şey
Boş kalıyor kareleri çözülmedikçe...
Serseri yalnızlıkla
Zamanı acımasızca öldürürken
Geceyi kefenliyorum bir tenhada
Kahırla demleyip sevgiyi, yarınlara uğurluyorum
Şahidimdir zöhre
Katiliyim an/ı/ların...
Diyorsun ya;
Her yokluğun bir kârı,
Her varın bir zararı olur elbet
Varsın yokluk olsun tek varım
Diyeti ödenmez her vebalin
Oysa
Sevmek sadece bir yalınlık
ve sadece h/azmetmektir.
Hadi, bir şeyler söyle
Susma! sana diyorum
Anlasana diyorum
Ya bana gidiyorsun istemsiz
Ya benden geliyorsun sebepsiz
Söyle!
Susmak, söyleneceklere susatmak mıdır?
Yoksa derin bir uçurum mu?
Meğer her gelişinde sana gitmişim
Henüz karşılaşmadık
Şimdi hangi dağın ardındasın?
Haykırırken ismini Zigana yamaçlarında
Masum kardelenlere çığ düşürdüm
Biliyorum bu fırtının sonu sakinliktir.
"bu da geçer" diyorum
An gibi, zaman gibi, ömür gibi...
5.0
86% (6)
3.0
14% (1)