1
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1465
Okunma

Öyle hızlı bir koşuymuş ki,
zaman ağır ağır geçmiş algıda
defalarca sararmış ağaçlarda yapraklar
fark edemeden bile henüz
devasa ağaç olmuş fidanlar
Öyle hızlı bir koşuymuş ki,
zamanlı zamansız ölümlerle
habersizce sessizleşmiş etraf,
yalnızlığın sancısı hançer olmuş da
koşu yolunun daralan düz yokuşlarında
seçenekli tüm yollar tükenmiş
Öyle hızlı bir koşuymuş ki,
mâtemi giyinmiş bir kalabalık
sanki yetişmek için adımları hızlandırmakta,
önde boş bir çerçeve taşınır gibi çelenge sarılı
yoksa biri mi varmış, kim o?
omuzlardaki o sandığın içinde
Öyle hızlı bir koşuymuş ki,
yaşamadan yaşanıp bitivermiş gibi,
bir ‘varmış’ ya da her nasılsa
Anımsanan bir ânı bile,
hiç ‘yokmuş’ belki de...
Mustafa Fahlioğulları - Aralık 2018 Mersin