1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1026
Okunma
algı karmaşı
parmak uçların kamaşan gözleri sepya
itlerden daha sadıktılar oysa gecenin eşiğinde
kanatlarına ziftten tasmalar vuran pervanelerin
uzak kuşluğuna
durma yolcu geç
ak hatta sınır tellerin çelik suyundan
dalmaçyalı tazıların iz sürdüğü
ölüm patikalara
yeryüzü garlar isli yelkenler açarken
denizlerin metal rotalarına
yitirirse de taşlaşmışlığını ışık dingini sabahlar
koyu karanlığın tuz teri teni
her yağız rengin göğsünde alaza evrimez bazı
çocukluğundan utanma
spastik sözcükler korosu
mim dudaklar çığlıkların mahremine ağda
yorgun fahişeler geçiyor kalenderler sokağından
kim bilecek boynundaki morlar hangi darağacın aşk izi
uzak alacalarda
örüyor dokunaçlarını soyut bir kütleye bellek
kutsanmamış savaşımların yaraları kan damlatıyor
ruhların göğüs kıvrımlarında
son ormanı savunan havarilerin asası bukalemun
mat tekilliğinin renk sızısına korkma
.
5.0
100% (7)