(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Geçip gidiyorum çoğu zaman, soğuk sayfalar karanlıkta daha bi arsız oluyor. Bi ışık düşüyor bazan, b/akıyorum ısınıyorum yetiyor. Keşke susabilse insan ah keşke. ..
Yine de, Sen Susma da, kim isterse sussun. ..
AYSIZ tarafından 11/20/2018 2:14:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
sen, kendini tamamlayacak birini istemedin hiç/ itirazın bu! bir ayna istiyorsun tümseğinde odanın düşünen/ sen gibi bakan.. duyan ve gören birini istiyorsun uzun uzun bakacağın kendine ve seyredebileceğin bir ayna ki oysa ben… diğer tarafında aynanın sim ve mavi bir renkle tamamlıyorum seni…
biliyorum,
kimin arkasından yetişmeye çalışsan, damlıyor parmak aralarından..akan bir ırmağı avuçlamak gibi sızmak gibi sızlamak.. an/sızın..zaman/sızın..ağrılar yükleniyorsun sonra..içine çeker gibi bir dumanı dirhem dirhem..zift kadar ağır..nefesindeki şifa yetmiyor hücrelerine sonra hep aynı günaydınlar düşüyor o bilindik yüzlere ki kirleniyor bulutlar..ölü bir balık..sarı bir araba..mavi bir tavus kuşu..ve sen bir su yalnızlığında hiç kimse oluyorsun..çekerek içine herkesin bir adım daha yukarı çıkmak istediği atmosferi..karanlığında kalıyorsun ışıksız gölgelerin…pencerelerin sokağın çıkmazlarına bakıyor ve görünmüyor göğün yüzü ki gökyüzü yoksa derin değildir ve muaftır maviden deniz…bunu gece gözlerimin uyku tutmayan yerlerinden öğrendim..karanlık ışığın altında..ve dahi kuytularında odanın…sahi neyi değiştirmeye yeterdi kelimeler, peki ya o tekerlemeler ki karamsar mıyım/hayır..olası bir yıldız tozu çarpmıştı soluğuma..ağır aksak göz ucuyla seçebildiğim düşlerimin arasından bir bağlaç bulup kurguluyordum hayatımı..seni t-anıyorum.. gidişlerini ve dönüşlerini..ağır aksak çıkışlarını merdiven boşluklarına denk gelen..neden sonranın kader çizgisiyle kesiştiğini düşünmez insan..yol yürümek öğretirken ve yolum senken ki yol ayak tabanlarının dokunmasından mı ibarettir yüzüne yerin..şşş tamam yalnızım ve boş odam..salon..bu evde kimse yok, gözbebeklerimin yalnızlığımla kesiştiği noktalarda düşlerimi bileyliyorum...tırpan ve jilet keskinliğinde.. soluğum yakıyor üst dudağımı..nabzımın sesini duyuyorum..yüreğime hükmü geçmez bir an-ı çalıyor kapımı..mağrur uyanıyorum sonra..perde aralıklarından sızarken ışık..gecenin gözleri düşüyordu sana,sözleri ve özüm düşüyordu sana..güzden bahara sesler..ve nehirler içinden çıkışım/ıslak ki dokunarak iki kürek kemiklerinin arasına..geçip gittin mi?..yoksa dönüyor musun hiç gitmediğin yerlerden..hani avuçlasam incinir miydi varlığın..yüreğimdeki ilk sokaktan sana/sola sapıp sonra aksam sıcak..düş/ermi böyle gözlerine gecenin Kasımdan sızmış ocakların kıvılcımları/kar da belki ama…
İçinden deniz geçen bir şehre gidiyorum çabuk gel son/bahar gelmeden...
Taşınmak mümkün olmuyor bazen, biat etmişken inanmışlıklarına ve yürürken bir ipin üzerinde tüm dengeli haletine rağmen; saatin yelkovanını kontrol etmekten, caddeleri duymaktan, hiç yudumlanmamış fallara bakmaktan/pencereleri açmaktan ve gezinmekten ne aradığını bilmeden sayfa aralarında usulca ki yorgun düştüğün bir an..şimdi burada avuç içlerini çekmelisin/uzaklaşmalısın her şeyden/kendinden…
Yer çekimi yasaları vardır..belli bir yükseklikten sonra korkularınla birlik olup seni savunmaya devam eden.boşluğun derin bir kuyu, bir koyuluk/soğuk ve yıldız tozları ki boşluğun, cümlelerin yetersizliğinde, yitik hevesler arifesinde renksiz günlere merhaba derken sensiz/sessiz..dişleri arasına sıkışmış günaydınlar düşer soyut sabahlara ki ruhunla aranda yasal bir anlaşma İmzalar parmak uçların...
Evet daha tenha daha uykusuz ve çok daha mutsuz haller gelip işgal eder dört bir yanını..gövdende bunlar olurken sen uzak bir köşede kuytularının, doldurmak için çoğaltıp durursun düş/lerini..bir madde mesela bir anı bir merhaba usulca, oda/salon, mutfak.. kumandası televizyonun ve monitörüne ruh veren fare ki senin yüreğinde hiç bir zaman diğeri olmayı başaramamıştı biri. Bir hayat boyu mesafede işgaller kuşanırken sessizliğinde, kendinle yaptığın savaş sonrası ulvi yorumlarında; evet o çokça egemen/seni en derin unuttuğu anlarda bile…
Bu bir geçiş/yasa..topal bir süreç..renk körü zam/AN..üç nokta ve virgül ki belkide ölüm yakışacak gamzelerinin derinliğine ve ruhlarımız yok var olan düş/lerimizin içinde..ne trajedi bu..bir ışık/hızında geçmiş kavimlerin sözleri, az hasarlı bir doğru gibi çarpıyor kelebek kanatlarında lambanın aydınlığına ki yitiyor hafızaları/siliniyor dibe yakın şimdi...
Benim olan, bana ait olan..solum ve sağım yani b’tanem/kumtanem..göz alabildiğine bir sahilden söz etmiyorum hayır bir serçe çimlerin içinde ve yanakların sırılsıklam damla/zerre ki bir zamanlama meselesi değil bil/iyorum senin avuç içlerindeki o ses ve harf harf yazgısı yüreğinin…dokunmak mı? istemiyorum..beni anlayabilecek kadar yakın olmayı seçiyorum şimdi ve bir denizdi biliyorum kokun/derin..sırılsıklam için ki boğulmak için açılıyorum sularına ’batık’diyebilirsin şimdi..
neyi kaybettiğinde döner insan kendi özüne bunu asla öğrenemedim..şiir yazmadım anneme mesela ve kaç ovuşturmada diner ağrısı dizimin, huzur bulur eklemlerim..sahi kaç sözden sonra vücut bulur anlam ve kurulur ilk cümle ki ben buna hep üç nokta dedim…
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.