5
Yorum
40
Beğeni
5,0
Puan
1606
Okunma

Müslüm Gürses filminden sonra karaladığım yürek sesim şiir değil aslında..
Bu arada filimde bir aile vahşeti vardı,fakat beni en çok etkileyen; kardeşinin mezarına babasının avucuna bıraktığı toprağı taşırken yolda düşmesi ve toprağı toplarken ağlamasıydı..Bu kadar zor bir yaşamda ayakta durmaya çalışan onurlu,yüreğinde tek aşkın peşinden giden baba yürekli adam vardı.O adam ki;büyük bir kitleye sevgisini bıraktı...Rahmetle anıyorum mekanı cennet olsun diliyorum.,güvercinlerin alnından eksik olmasın Müslüm Baba..
Afacan çocuklar koşarken yüreğimde
dünyaları giydirirdim acemi bedenime.
İz sürdükçe sevdaya
düşerdim bin bir gece masalına.
Karanlığa yenik düşse de yıldızlar
bir ömür çivilenirdi hasret dolu bulutlara.
Savruldukça düş yanığım rüzgarında
nefes alışını bahar bilirdim uzaklarda.
" Sevda bilmez" ayazları doldurup çukurlara
suskunluğumun girdabında dönerdim acılarımla
Hırçın bir gül dikerdim değişmeyen yanıma.
Yeniden..
yeniden düşerdim yollara.
Sevilen dudaklardan çıkan ’’evetler’’gibi
mırıldanırdım gün ışığını onarmak için boşuna..!
Ferdaca
İTİRAZIM VARDI.
*
Aşkın maduriyetinden geçtikçe zaman
Ruh Al/evinde kıraç toprağa dönüşürdü aşk.
Dilsiz kalırdım geceyle gün arası bir yerde
Aşığın yüreği yedi katlıdır deyip
mülteci selamlar biriktirirdim ceplerimde.
Mendil tutsam da gülüşlerine.
kavuşmanın gizli sokağında
Deli gömleği giydirirdim kelimelerime.
Pusula olurdu sigaram dudağımda.
Girerdim tümcelerin koynuna.
Şiirler asardım duvarlarıma
yalnızlığıma odalar
Işıksız yanardı ateş.
bir gül daha yapardım k/özlerinden.
aydınlığın gün suyunu verirdi saçlarıma.
Ayrı sözcüklerin eş anlamlı bir şarkısında
Ayaklarım söyleşirken kaldırdığı tozla
toz söyleşirdi kendisiyle.
Mor kokan bir ışık
sızardı yüreğimin dalları arasından.
Utanırdım yalnızlığımı dillendirmekten
Vaktin kurumaz mürekkebi avuçlarımı kanattıkça.
yazardım ömrümün kül tabletine bir şiir daha.
Susardım o iki kelimeyi ölümüne saklayarak
bir aşk ,bir şiir, bin umutla yazsam da
itirazım vardı hep yarım kalanlara.
İtirazım vardı ağır bir uçurum gölgesini
verirken susuzluğuma.
İtirazım vardı acıların yüzünde kalan ayak izlerine.
İtirazım vardı acıların surlarında yakılan ateşlere.
İtirazım vardı kör bıçağı gövdemde deneyenlere.
Ölü bir kuşun yavrusunu nasıl koydularsa alfabeye
Yaşamazlar ormanının karanlıklarından
alıp başımı çıkamadım ben de..
Alnımdaki göklerde uçsa da güvercinlerim özgürce..!
Ferdaca
5.0
100% (28)