Benim ne zaman içim sıkılsa...
Ne zaman dara düşsem...
Hep sensizlik geliyor aklıma...
Sensizlik...
Ve şu gönlümü salıyorum,
dağa,taşa,bayıra....
Seni beynimden kazıyorum...
Sana dair ne varsa
ateşe verip yakıyorum...
Temelli yok ediyorum seni
tüm benliğimden...
Temelli yok ediyorum...
Sen bundan sonra
halimi hatrımı bilmek için bile...
Beni arayıp sorma...
Sorma...

----

Dizilip duruyor bütün anılar önümde...
Sayfa sayfa döküyorum...
Ama neye yarar...
Neye?
Giden gitmiş...
Gittiği gün bitmiş...
Rüyalarımda gezinsen bile
tüm geceler boyunca...
Uyanınca biliyorum
bu kalp seni yine kötü hatırlar...
Kötü...
Bu aşk dolu kalbi,
sen körelttin bir kere...
Sen...
Boşuna geri kazanmaya çalışma...
Sen bundan sonra
bu vicdan azabıyla yaşa...
Nasılsın diye bile...
Beni arayıp sorma...
Sorma...

----

Fani olarak hissettirdiğin,
sözde o büyük aşkından sonra...
Öğrendim ben,
bir gül gibi sararıp solmasını...
Hep hüsranlar içinde seyredip durdum...
Seyrettim...
Seni taparcasına seven
bu kalbimin ölmesini...
Evet seyredip durdum...
Sakın ama sakın
bir daha gözlerimi düşleyip durma...
Ve bekleme bir daha bekleme,
gözlerimin hüzün bulutlarıyla
dolmasını...
Sen bundan sonra
gözyaşlarımı silmek için bile...
Beni arayıp sorma...
Sorma...

----

Hele bir ALLAH aşkına maziye bak
maziye...
Neler olup bitmiş...
Bir sevda uğruna ne yiğitler,
ne yiğitler yanıp gitmiş...
Hal hatır sorulmaz bir kere,
kalpte bitene...
Anla...
Sen kendine sor, kendine...
Cevabı yüreğinde saklıdır...
Yüreğinde...
Artık vakit çok geç...
Boşuna gönlüme vurup durma...
Nefretle yoğrulmuş bu kalp...
Nefretle...
Sen bundan sonra
bu kalbe girmek için kendini yorma...
Beni de arayıp sorma...
ARAYIP SORMA...

Yazan : Recep Hamza