Uzak sesli sabahların süt taşıyan tasıyla
Güneşler serdim gülbaharlara
Gözlerimin geçidinde su sesi
Yanağımda zeytinleri ağacın kıyıma çekilen
Bir kenti ölüm diriliğinde sevmek
Çok sesli kora
Derinliğinde
Yıldızlar..




Mutluluk turuncu tekerlerin mavi yankısıyla göründü mü
Öyle uzundur içimde bozkır
Durmadan ruhu çağıran şiir nakışlı
Kırmızıya..
iki dudağımın arasında konuşan gelincik
ince ıslık
Ve sezgisinde buğu
Yolları genzime yakan





Ellerime aşk kimlikli cümleler pencereme geldikçe
Nefesimle sevişiyorum.
Suskunluğu konuşuyorum örneğin
Bağrıma bastırarak yüzümü
Durmadan ruhu çağırıyorum şiir nakışlı
Kırmızıya
Yalnız bir sandalyeyle..




Bulutlar
Duvarda asılı beyaz saatle gülüyor
Bilmem böyle kaç gece tepeden bakıyor
Günler mi kararıyor yoksa
Kötülükler mi akıyor
Uçuruma..
Bütün parçaları tanıyorum
Kimi sevgisiz
Kimi yorgun
Kiminin avuçları hala sıcak
Gözlerimde bitmeyen alaşım
Gemi yüklü bir deniz
Neresinden baksam ağlayan sessizlik
Belirsiz gün
Düşe sırtını dayamış