Gölgeye düşen
Ateşli humma büyük ağaçları sardığında
Bahar,derin avuçlarımda sızılı bekleyiş
Parça parça yeşiller kum saatiyle eriyen
Benim suçum değil bu
Zaman durmadan akıyor



Göğsüme bahçe
Kuş uçar gibi gürlü
Gül kokladığım kapıda
Ah o insan ayakları varla yok arası
Kıyamet delisi gökte sevmek
Ruha ilmekli örgüyü/
Kopan ince dalları ve
Uykusuz çitleri..




Elimde şiir destisi
Gözden ırak kuytuya köpürdüğünde
Türküsünü dinlerim mor tüylü iklimin
incinmiş çiçekler gümüş sisde eğirirken
Sarmaşıklar içinde hâlã üşüyorum
içimde alaşımlı rüzgar
Bulut saçlarıyla nefesini eğdiğinde dizlerime
Dağ kırılır
Kulağımda sızı





Garipsi çığlıkların
Gözlerinde ararım mavimi
Rüya renkli resimler dikildiğinde perdelere
Elma kokulu mısralara girmek için
imtihan yollu pencerelerden
iki gözümden öperim yürek sızımı
iliklerimde yıldızlar ve
Aşk..
Sen
Ben
Biz..





Zinciri çürüyen çizgiler
Bir gece çıkıverse buğulu gemiler
Denize dalar gibi
Kavuşmak..
Ah ellerin
Kırmızıda
Yeşilde
Hasret yüklü bülbül.
Birşeyler söyle kuş’um
Konuşkan soluğuma/
Soluğumda kulaç atan nehirler

Aç kanatlarını
Taa orada ışıklarımla oynamayan karanlık
Tomurcuk kokuyor..

Ah çocuğum
Ah sevdiceğim
Ah bitanem

Bu yolculuk uzun..