1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1451
Okunma

Kardeşim...
Yüreğimizden sızan damlaları sunmuştuk birbirimize
Sevincimizi
Üzüntümüzü
Aşımızı
Ekmeğimizi
Paylaştıkça güneşi koparmak istemiştik yerinden birimiz hepimiz için...
Ne oldu şimdi?
Nedir bu döngüler?
Nedir bu kısır ve anlamsız çekişmeler?
Birimiz konuşurken birimiz susardık
Ne oldu da...
Tüfeğin namlusu gibi ateş püskürür dillerimiz...
Nedendir gözlerimizin derinliklerindeki anlamsız öfke
Birlikte sağlam basarken ayaklarımız
Şimdi sürçer kaygan zeminler üzerinde
Çiğneyip geçiyoruz bir lokma gökyüzünü
Öfke...öfke...öfke... sonu gelmeyen kırıklar
Katı bir toprak olmuş suratlarımız
ve yetim şimdi sımsıcak yüreklerimiz
Susadım...
Önce susuzluğunuzu gidermek istedim
Velhasılıkelam siz de öyle
Üşüdüm...
Sarmak istedim sizi ısınmadan öce
Velhasılıkelam sizde öyle
Yoruldum...
Varlığınız durulttu sular bulanmadan önce
Aslında havada asılı kendinden olmadı hiçbir şey
Toprağın altındaki köktü bizi bize bağlayan
Bir babaydı...
Ve bir anaydı...
Gözlerimize bakı bakıp her gün ağlayan
Birzamanlar göklerde dolaşan bizler
Şimdi attığımız adımlarla kuşkulu yürüyoruz toprak üstünde
Ruhlarımız....
Ruhlarımızın çılgınlığına eğiliyor sessizce
Üşüyen yanlarımızı ısıtmıyor artık doğan güneşler
Bir heykelin duyarsızlığı var bedenlerimizde
Hadi söyleyin...
Yolunuz nereye düşer sizin
Yolumuz nereye düşer bizim
Nereye gidersiniz bizden önce
Biz nereye gideriz sizden önce
Yoksa konaklanacak başka hanlar mı var yollar üstünde
Üzgünüm...
Fırtınalar ayak izlerimizi süpürüyor sessizce
Yüreklerimiz atsa da
Pompalansa da hışımca kan damarlarımızdan
Elsıkışınca parlamıyorsa güneşimiz
Sıcaklığı hissetmiyorsa ruhlarımız
Gölge vuruyorsa ve üşümüşse yüreğiniz
Düğümleri çözülmüşse bağlı yüreklerin
Düğüm üstüne düğüm atılamıyorsa
Koparın arda kalan bütün lifleri
Kapatın bütün kapıları gitsin
Ekrem SAYGI
01.10.2018 Manisa
5.0
100% (1)