2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1573
Okunma
Cenge gider gibi sevdiler
Iki ayrılık tümleci oldu
Som kahveli son bahar mevsiminde
Laleliden cennete açılan kapılardaydı hepsi
Bir tramway sokağında
Yokuşu çıkmakta zorlanan
Masum iki maske idi.
Yola düştüler revan oldular...
Tam inatla tutundukları dala bakıp
Hayat ağacında masum meyveyi aradılar
Şeytanın yaprakta gizlendiğini bilmeden
Gençlik mayası tuttu onları
Sonra ahu gözler öptü kirpikleri
Sevda renginde koktular
Ellerinde pamuk şekerler
Her dem gizlenen
Köprü ayağında
Ay şavkında
Hain tebessümler
Yola düştüler viran oldular...
Sürgün yediler
Posta kararında
Hilal ile güneşin doğduğu yerlere
Tutsak ve hazin durdular
Kader böyle imiş ilmek kokusu alarak
Arşınlamak imiş sahte dünyayı
Olsun tutundum ya ellerine
Sevdanın adı mürekkep olsa
Roman çıkardı sana bakışımdan
Yola düştüler yârân oldular....
Ellerinde bir demet gül
Kırmızı mor salkımlı evlere
Adalar vapurundan ağlayan terkedilmişlere
Hikâye oldular
Okundular
Sancılı bir ayaz ardından
Kardelen kokuyordu tabiat
Kar kokusu nedir bilir misin
Tepeden tırnağa yaşamak varken
Geceye küsersin gündüze ağlarsın
Seni tanımadan önce vakitlerden nisan akşamı
Çay demleyip evlerde milyonluk insanlara
Hayretle bakıyordum
Sonrası meçhul
Sabah güneşi kaldırıp
Seni buluyordum
Virgül koyarak başladım hikayeme
Noktasını sen tayin edersin
Gidiyorum şafaklar boyu melteme
Bir mavi deniz sen oluverirsin
Aşka gittiler hezar oldular
Birisi gitti rıhlet eyledi
Hep yazar oldular
....
Bir gün buluşmak dileğiyle bitti mektuplar
Ne var ki ateşten gömlekle meçhul oldular
Sevmek bir yol ise
Dudağı kör kurşun
Aşk ateşten bir bulut
Susadıkça tabiat yakar
Öptükçe kalbin kanar
5.0
100% (8)