11
Yorum
32
Beğeni
0,0
Puan
755
Okunma
bizi kendimize getirir o ses
uçurumun ucundaki bir çiçek gibi
sıkıca tutunuruz kökümüze, toprağa
taşlar kayalar yuvarlansa da aşağıya
dimdik kalırız biz
gece yarısı gözaltına alınır işçiler
içimizdeki o ses ayağa kalkar
kendi ayağına kurşun sıkanları yuhalar
tahta kurularını elbet bir gün tarih yazar
başına taç takanları
yargılar
ha, gerçek yargıdır bu
emir almaz
o ses, sesi kısılmışların sesidir
kıdemi düşük hayatta
sesi boyunu aşmış, dev
umurunda değildir
dalına dadanan böcek, rüzgâr
duyurmaya çalışır sesini
atılsa da zindana
türküsünü fısıldar ağustos böceğine
o çağırır
dağ bayır
yer altına gömülemez ses
kolay mühürlenemez..
15. 09. 2018 / Nazik Gülünay