5
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
1154
Okunma
Gövdesi hırslı parıltının göbeğine düş kamaşıyor
Efrat edasıyla sessizliği ürküten siyah atlar şahlanıyor içimden
Içimizden geçiyoruz...
O bahçenin içine her daldığımda
Yokluğun kalbi melodiler üflüyor kırmızının dudağına galiba
Neşve-gah cümlenin başında uzun bir yola mola veren harfler
Adını çağırır...çık gel
Gün içimin karışıklığını düğümleyip öldürüyor her şeyi
Sesi zedelenmiş göğün gül yüzlü ağrısına ayaklarımı toparla
Ruhum kaydıkça oralara gece parmaklarında şiirlerim sayıklıyor
Avuçlarından geçiyoruz..
Biraz su verin ışığın yankısından
O,o benim gözleriyle doyduğum şehir
Karanlık kavuruyor uçurum kenarında şakağımı
Sen an oluyorsun ki,dilimin ağında sözlerinle doğuyorum
Bağışla yarabbi gönlümün harına cız eden bağrı
Darlıyor zaman mevsim aralağında beni
Yıkarsam kendimi õlemem bir daha
Boğazıma takılan kuşları giyinen rüzgar kırılır
Yol kırılır
Ben kırılırım
Konuşsam yağmurlarla üzerine üzerine
Susmak erdem diyorlar
Bari sen yağ aklımı kirpiklerinden sağanak düş’e
Ömür kısalıyor
Ey yastığına başımı koyduğum sevgili
Ay’ında gül,tül’ünde ay’ım
Sefalet çeken bayağıları gözümün nurundan indirip
Müntehir sancıya sal...mavileşiyoruz
Dokunma ezra alçaktan bakanlara
Dokunma çivitrengi uykularımın arzu-hallerine
Amber kokulu ağacın duldasında
Güneşi içeceğim
Bir gören olmasın seni
Olmasın bir gören
Kalpten ruha düş
Vakti
Ey sevgili
Sabrın her ahvaline şükür ederken
Rüyalar cereyan etsin ilahi makamla kulağına
Sol yanımdan kalkıyoruz believer
Sür gemini denize
Mavileşiyoruz
5.0
100% (16)