1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
910
Okunma

Yayladır olduğum yer, kapısı yoktur çadırımın, yeşil bir vadide
Kelebekler uçuşur üstünde bana arkadaş, gezeriz çayır çimen üstünde
Biraz ötem kuş cenneti, martılar uçuşur yükseğinde
Çiçeğini döktü kara çalılar, balını süzdü arılar
Bölüştüler bir bir, kovanlara taşıdılar
Saatim hep ileri gider, takvimlerim geri
Her gün bir sayfasını çeviririm hayatımın
Her yeni doğan gün ve her gün yeni bir nefes, çok şükür
Hava sıcak mı sıcak, başımın üstündedir çadırımın gölgesi
Gönlüm kuş gibi uçar, ne kaygısı vardır ne de sitresi
Gezinirken gösterişsiz, otların ve dikenlerin arasında
Gördüm ki bir oğulu daha oldu doğanın, canına can kattı
Dalına asılmış salkım gibi, sarım sarım korku ile karışık
Cümleler döküldü dilimden, dili kalbe indirdim, Bismillah dedim
Önce okşadım, kopardım dalından kovana indirdim
Yalnız kalplerin aşk ile attığı yerdir ovalar, dağlar
Sıkıntılara ve çıkarlara gömülen şehirlerin uzağında
Uzun yürüyüşlere çıkarım; her gün batımı ve doğumu
Geceleri yıldızları sayarım bir iki, bir iki
Karıncalar rüzgar taşır bana, kambur sırtlarında
Aynam olsa da bakmak istemem, olsun sakallarım karmakarışık
Saçlarım beyazdır, olmuştur çiğ ile barışık
Gıcırdayan kapılar yok, dümdüz ova her yan açık
Bastıkça toprağa kendimi borçlu hissederim
Aklımdan çıkmaz vuslatımız, her nefes alışımda
Göğsümde kuşlar beslerim, zıp zıp, zıplar serçeler
Ne geldiğim yollar bellidir, ne de çıktığım seferler
Yalnız yürüdüm yolları, cebimde terli mendiller
İnce iplere tutunmuş ellerim, kırılmış kalmış dalında
Ne servetinde gözüm var dünyanın, ne de malında
Maviler çizerim haz aldıkça dağlardan
Kopup yürümek, koşmak, düşmek ve kalkmak isterim
Bıktım kirlenmiş dünyadan, doğa gibi olmak isterim
Bir zaman yansam da, Güneş’te, betonda, asfaltta
Şimdilik toprağa basar bedenim, okşanır ayaklarımın altında
Ekrem Saygı
31.05.2018 Susurluk
5.0
100% (1)