Yazdığı sözlere, itibar etme Kanatır yarayı, canan dediğin Sen onda bu aşkı, bir daha tatma Giydirir karayı, canan dediğin
Sanırsın değişti, güzelin huyu Daha vermez sana, bir bardak suyu Sen onu boş ver de, aldırma uyu Yıkar bak sarayı, canan dediğin
Seni anlaması, mümkün mü onun Gönül kâbe’sine, dönüktür yönün Senin de bir hüsran olmasın sunun Açarken arayı, canan dediğin
Onun için her şey, çoktan bitmişse Kara vicdanlıyı, rehber etmişse Gece gündüz, peşinden de gitmişse Kaybeder sırayı, canan dediğin
Doluymuş gönlünde, sevgiyle kiler Yapmacık tavırla, gözyaşı siler Kandırdım sanarak, nasıl da güler Yakarken çırayı, canan dediğin
Ellerin sözüyle, kırdı bak seni En ufak üzüntü, duymadı hani Düşünmez ki bir an, bu Dünya fani Ne bilsin Giray’ı, canan dediğin
Onun verdiğiyse, sadece çile Güzel söz, naz, cilve, hep işi hile Başın alıp gitsen, aldırmaz bile Sormaz ki harayı, canan dediğin
Bu yürek ram olmaz bir daha sana Öfkem devleşiyor, her geçen an’a Hiç şansım olmadı, güzelden yana Çalamaz curayı, canan dediğin
Lüzumsuz uzatma, yazmaya değmez Sanma senin için mutlu gün doğmaz Sendeki bu yürek, boynunu eğmez Bozdu bak töreyi, canan dediğin
Sadık DAĞDEVİREN Aşık Lüzumsuz
ETEK YAZILARI
GİRAY: Kırım hanlarına ve han ailesinden olan prenslere verilen unvan HARA: Nereye CURA: 1. Mızrap ile çalınan iki veya üç teli olan halk sazı. TÖRE: 1. Bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin, kuralların, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan yolların bütünü, âdet:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Lüzumsuz uzatma, yazmaya değmez Sanma senin için mutlu gün doğmaz Sendeki bu yürek, boynunu eğmez Bozdu bak töreyi, canan dediğin Gönül kaleminize sağlık şiir hocam şiirli geceler...
Sevgili dost, insanın kendi ile dertleşmesi. Gönül mevhumu kullanılarak yapılır hep. Şiir çok güzel olmuş. Kutluyorum sizi. Yüreğinize gönlünüze sağlık.
Toplumsal huzurun hadimi şair Gönül sohbetinin dilidir şiir Bir tatlı huzuru bulmaya dair Hak verilsin hakikatli Şaire --------------------------------------- Hayırlı Cumalar Hayırlı kandiller Efendim
Yüreğinize sağlık Değerli kalem Sevgiler,saygılar Selam ve dua ile
Yahya Kemal'in ünlü şair Nazım Hikmet'in annesi, ressam Celile Hanım ile olan aşkları dillere destandır. Yahya Kemal'in Nazım Hikmet'e ders verirken tanıştığı Celile Hanım ile olan ilişkisi mutlu sonla noktalanmamış, bu aşktan geriye şairin ölüme yazıldığı zannedilen ama aslında Celile Hanım'ın Heybeliada'dan İstanbul'a doğru yol alışında yaşadığı kederi anlattığı meşhur şiiri kalmıştır.
Sessiz Gemi
Artık demir almak günü gelmişşe zamandan Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler Bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden
{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{
Bedri Rahmi'nin bu şiirini çoğu insan ezbere bilse de hikayesi pek bilinmez. Şair sanılanın aksine bu şiiri karısına değil, asistanlık yaptığı üniversitenin heykel bölümüne misafir öğrenci olarak gelmiş olan Mari'ye yazmıştır. Mari Gerekmezyan ile yaşadıkları büyük aşk maalesef hüsranla noktalanmış, 1946 yılında hastalığa yakalanan Mari, şairin tüm çabalarına rağmen kurtulamamıştır.
Karadut
Karadutum, çatal karam, çingenem Nar tanem, nur tanem, bir tanem Agaç isem dalımsın salkım saçak Petek isem balımsın a gülüm Günahımsın, vebalimsin.
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan Yoluna bir can koyduğum Gökte ararken yerde bulduğum Karadutum, çatal karam, çingenem Daha nem olacaktın bir tanem Gülen ayvam, ağlayan narımsın Kadınım, kısrağım, karımsın.
{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{
Arkadaşı Vedat Günyol'un kardeşi Mihrimah Hanım'a aşık olan ancak aşkını gizlice içinde yaşayan Tarancı, Kara Sevda şiirini onun için yazmıştır. Bu aşkını çok uzun seneler sonra arkadaşına itiraf etmiştir ancak Mihrimah Hanım artık evlidir. Vedat Günyol "Keşke zamanında söyleseydin, evlenmenizi çok isterdim" demiş, bunun üzerine Tarancı derin bir pişmanlığa düşmüştür.
Kara Sevda
Bir kere sevdaya tutulmaya gör; Ateşlerde yandığının resmidir. Aşık dediğin, Mecnun misali kör; Ne bilsin alemde ne mevsimidir.
Dünya bir yana, o hayal bir yana; Bir meşaledir pervaneyim ona. Altında bir ömür döne dolana Ağladığım yer penceresi midir?
Bir köşeye mahzun çekilen için, Yemekten içmekten kesilen için, Sensiz uykuyu haram bilen için, Ayrılık ölümün diğer ismidir.
{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{{
bdurrahim Karakoç bu şiiri gençlik çağında sevdiği, "seviyordum ama olmadı" dediği bir kıza yazdığını söylemiştir. Kızın adı başkadır, orası şairde saklıdır, Mihriban ise onun temsil eden bir semboldür sadece. Şiir bestelenip pek çok sanatçı tarafından seslendirilmesi ile oldukça meşhur olmuştur.
Mihriban
Sarı saçlarına deli gönlümü Bağlamışım, çözülmüyor Mihriban Ayrılıktan zor belleme ölümü Görmeyince sezilmiyor Mihriban
Yar, deyince kalem elden düşüyor Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor Lambada titreyen alev üşüyor Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban
Güzel Yürekli Gardaşım , Bugüne kadar hiç kimseye ne bukadar araştırarak,nede böyle uzun bir yorum yazdım. Nedense bu şiire detaylı bir yorum yazmayı istedim.Bağışla beni. Eminim ki bu yazdıklarımı çok arkadaşımız da okuyacaktır,bu adam delimi diye.. Burada sonsuz derecede ifade edilmesi zor olan bir bağlılık, bir kara sevdalılık ve derin mi derin bir AŞK var ama ulaşılması zor olan,hatta imkansız olan bir AŞK... Güle hasret kalmış şakıyan bir bülbül misali hem sevgiliye, hem'de yüreğe yazılmış ve kazınmış Sevgili varken, Oysa avaz avaz bağırıldığı halde sesini duymayan ve geri dönmeyen bir şeyda dilli var. Sanki insanın ciğerini sökercesine bütün benliğini alıp götürüyorlar işte böyle. Yürek ,anlaşılmaz acılar ve feryatlar içinde çırpınıp duruyor ama kimseler duymuyor. Deli divane olan gönül , hiç kendinde değil. Duymuyor, görmüyor ve beden bedende değil. Ahh ,ahhh bir duysa , bir görse şeyda dillisine öyle bir kurban olacak ki, Hz. İbrahim Peygamberin oğlu İsmail'i , kurban etmek için sunağa yatırdığı gibi , boynunu uzatacak ve al canımı , sana kurban olsun, kurban olduğum diyecek ammaaa hani nerede ? Artık zaman geçiyor, eski tadlar, eski şakımalar yok. Yalnız, yapayalnız. İnsanın sağında solunda kimselerin olmaması ne de hazin. Bağırsan, imdaaat desen duyanın olmaz. Dımdızlaksın, kendi başınasın. Şeyda dilli de yok ! Halini soran zaten olmaz, duyan olmayınca. Yalvar dur işte şeyda dilline ki, avazını duysun... Gerçekten hayat o kadar zor ki, yaşamak ama nasıl ? İmkansızlıklar içinde yaşamak, dalsız budaksız yaşamak, yok yok olmaz,olamazlar. Oysa bak yukarda kaç şairin Kimlere neler yazdığını,kimller kimlere aşık olup neler yazmışlar.. Ben de yazıyorum ama binbir türlü hisler ve duygular içinde , gözüm dolu dolu yazıyorum. Fazlada yazamayacağım, güzel Gardaşım, beni anlamanı istiyorum. Her zaman taktirimdesin. Senin bu yazdıkların hangi gönüllere dokunmaz ki, şimdi bana dokunduğu gibi... Yüreğine, kalemine ve sesine sonsuz sağlık dileklerimle...
Yaram içten içe hergün kan sızar Öldürdü sevgimi Yâr kabrim kazar Yazın baş_taşıma bi_garib yazar İçim volkan gibi sönmüyor ANNE.....Durak YİĞİT
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.