0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
865
Okunma
aykırı düşlerin, bayağı kahramanıyım
bir yetimin gözyaşı toprağa düştüğünden beri.
hareket bile etmem aslında
dizlerim kanar yine de.
bir tarla kuşunun kanat çırpışı
zifire çalan gençliğimi aydınlatır.
ya çocukluğum?
yokuş çıkarken yol kenarına
bırakılmış.
yelkenler fora! diye bağırırdım
eskiden, başka komutta bilmezdim zaten.
bildirirler işte.
gözlerim bir dağ lalesi arar şimdi,
susuz bir vahayı alın teriyle serinletmek,
sokak köpekleriyle yarenlik ister.
çam kokularını mendillere bohçalayıp
kancur balıklarıyla paylaşmak ister.
zevalden kemaledir
çilelilerin yanlızlıkları.
menkıbeler anlatır isli duvarlar
sanki dinleyen var.
küçük yudumlar halinde emzirir
puslu sabahlar, olsun
iflah olmaz müpteladır
kaderin sağrısında dört nala
gitse de.
gözlerinin altındaki torbalarda
anahtarını arar çıkış kapısının.
nar gibi közü yeşertmeye denk.
aksi yansıyan sonsuz kere
aslı bir tanedir aldatır insanı.
hal böyleyken
canım hep üzülmek ister.
kör bir umut zerkedip ruhuma.
naftalinli çarşafların arasında,
sandığa kaldırılmak ister.
gözlerimin ince ayarını
yaptırma zamanı geçeli,
oyalı kelebek kanatlarıyla
doyasıya yedi iklimi gezer,
kuzu kulağının yetmiş tonuyla
portreler çizer oldum.
rafine bir yakaza tekerrürü
meleke olalı, yılkı sürüleri çıkarırım
kozalardan, yine de
akrep yelkovanı kovalasın
çiğ tanesine muhtaç olayım isterim.
görkemli akideler, cam şekerler
peşinde koşarken mahallenin abileri,
bir köşede çizgili naylon topuma oturup
arnavut kaldırımlardan yıkılan
kırmızı bisikletlere
iç geçireyim isterim.
açık bir söylem gerektir
bekletilen her serpilişin vebaline.
mazerete niyetli olmamak için
karıncaların padişahları ağıtlar düzer.
şehrin sersemletici titreyişi için
inatçı bir yaşayış gerektir.
sabit ve dimdik.
zayıf halkalarını saklar hep
avaz avaz bağırır çocuksu yanlarına
sataşır, dayılanır.
süksesine kanmamak gerektir
yarı saydam adamların.
kalburla duygu taşıdığını görürsün
ikram için yarışırlar.
güneşi ceplerine koyup
sana göstermezler, kibrit çakarlar.
oracıkta ince bir ölüş
ve lamekan bir haşroluş gerektir.
aksini söyleyemem
kendi kulaklarım bile
evvelce söylenmişlere
aşina olmak ister.
ahkam kesmeme muhaliftir hislerim,
adaçayı içtiğinde aksanı değişenler
kalabalıklarda kabaran hindilerdir.
kuş bakışı bakamazlar.
ve ben seyreylerim vaziyeti,
İçim kabara kabara
üç vakte kalmadan
başımı avcuma alıp
ağlamak, ağlamak isterim.
5.0
100% (4)