20
Yorum
68
Beğeni
5,0
Puan
2621
Okunma


bir dilin darına çektiler beni
lal oldu içim dışıma!
bakışların kırbacında yenildim
kirpas içindeki dünyaya
vurdular beni anarahmindeki kalp atışımdan
babamın semaya çakılı mavi gözlerine yağmurdum!
annemin elleriyle kefen biçtiler,
beyazdan gelinliği!
iğne iğne işlenen gül çeyizim taştı
sandık içinde kalakaldım
dar aldım, astım kendimi suskunun çehresine
aşkla,
inanmak adına ne varsa
taşan içimde
yitirdim...
acıya sunak korkularım
bir ömrü kurban verdim!
varolmakla yokolamak arasında
o en ince çizgide
salınırken boşlukta
ipini çektiler geleceğimin
menekşeleri ağırlıyordum rüyalarımda
kıpkırmızı bir bıçak
açana dek gözlerimi!
dipsizliğinde kaybolmuşken matemin
Yusuf´suz, Züleyha gibi
dokundular düş otağıma
kanadım...
Yakub`un gözlerine sürülen nur aşkına!
dokunmayın
acırım, vebalim ağır...
göçlerin harı biriken bakışlarıma
sarındım kırk kat yalnızlığıma
kırklandı nefsim!
Züleyha´nın derinliğinde
kuyu kuyu Yusuf´tu aradığım
en koyusundan karanlığıma
uzanacaksa şafağın eli
yansın
sığındığım cümle yaralarım!
kelebek ömrü olsa da aşk
dokuyun,
insanlığın iç’selleşen kozasında
kırılıp yenilenecekse kabuklarım dokunun!
sude nur haylazca
5.0
98% (40)
4.0
2% (1)