10
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
877
Okunma

aynı trenin
yolcusuydular..
aynı kompartımanda
yan yana iki kişi,
demir tekerlekler
dönmeye başladığında.
pencereyle çevrelenmiş
sinema perdesi gibi camdan
aynı filmi izlemeye başladılar.
şehirden çıkıncaya kadar
camdan su gibi akan
sokaklar
evler
evler
yürüyen insanlar ve talaşla koşuşan
köpekler kediler
ve oynaşan çocuklar
yaşlı olanın düşüncesinde
perdede hızla akan hayat;
diğerininse aynı manzarada düşünde
gideceği yerde kuracağı yeni bir hayat.
Şehir bittiğinde
sırayla geçmeye başladığında perdeden
denizler dağlar ve ormanlar,
yaşlı olanın içinde acıtan bir sızı
ve dağlarda bir kuş olmak düşünde
ve ellerine geride kalmış bir mevsimden
damlayan iki ılık yaş.
diğerininse aynı manzarada gözünde
mavi gökyüzü...
enginde gemiler...
yeni kentlerde umuda yolculuk
biraz daha ilerlediğinde zaman
bir merhabayla birbirlerine uzatıp ellerini
ve isimlerini söyleyip,
yol arkadaşı oldular.
Sonra koyu bir sohbete daldılar
özellikle de birbirlerine
yaşamdan söz edip,
aynı perdede aynı anda
açılan ve kapanan kapılarla
izledikleri farklı filimleri anlattılar.
böylece şimdi ikisi de
biraz daha rahattılar.
daha da ilerleyince saatler
gözler kapandı
ve her ikisi de
diğerinin anlattığı filmi unutup,
kendi rüyalarına daldılar.
kaç istasyon geçtiler bilinmez.
yaşlı olan uyandığında,
inmiş olduğunu fark etti arkadaşının
yeni yaşam istasyonunda.
o devam etti yoluna
son istasyona doğru
ve nerde indiğini kimse bilmedi
kendinden başka.
nice zaman sonrasında
diğeri yeni yaşamında
fırtınalı bir mevsimin
soğuk yağmurunda ıslanmış
ve üşümüş yürürken yolda,
küçük bir kuş bedeninin
sürüklendiğini görünce suda
çoktandır unuttuğu
trendeki yol arkadaşını
canlandırdı usunda.
acı bir tebessümle
anımsadığı tek şey
onun kuş olma düşü
ve ona anlattığı kendi filmiydi
sonra ıslanarak ve üşüyerek
sessizce devam etti yoluna
5.0
100% (9)