2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1848
Okunma
Üç zamanlı hayatın çenesi bağlı şairi
Diyorlar ki bu devir ihtilaline zor
Yahut gecikmişsin gelmeye
Hâlbuki deniz gözlü bir nazım diyecektim
Velev ki öğrenecektim daha yazmayı
İki mısralık beytinde necip bir üstadın
Birliklerinde ayrı, aynılıkları aykırı
Hep aynı kızıl elmanın tadı dudakları
Ve yar deyip tutturdukları
Aynı hilalin battığı dağlar
Peki, neden durup durup ağlar
Cesareti malum atsız Nihal
Köpürecekse şu deniz
Ve yürüyecekse üzerimize fevç fevç
Köroğlu’nu önüne katıp Toros
Ve püskürecekse yeniden ağrı
Bileğime kuvvet Ya Rab
Çeliği büken atanın torunu
Ve kurdu dost edinen beçkan soyu
Kim uydursa yalanı atasına
İğneyle kazsın kuyusunu
Dağ başında nöbeti tutan er
Nice şehit seninle pusuda
Düşmanın tavşan uykusunu bekler
Magosa’da sızlayan kemik
Erzurum’daki dadaşın kanında titrer
Yürü ya Kulum de aklı veren Mevla
Küskün kirpiklerimizi kurula bir defa
Ve şu bildik altı bacaklı yıldıza
Eğilen başımızı yıldızımızla parlat
Aydınlat yolumuzu bir daha
Düşen her damla Rahmetin besmelem
Çıkan her felakette salahım sen
Ve birde atamın kanının kaynayan zerresi
Nefesimde sesime güç veren
Değil mi ki kalemimin tek sahibi
Öyleyse ölümle nikâhımın şahidi
Ve tek yolumu gözleyensin sen
Turab deyip emanet bildiğim
Küllerinden doğar aziz milletim
Düşürme bakışını toprağına
Sattırma avuç içi vatanımı
Dost kılıklı kılıksız düşmanıma
Aldılar şanını parça parça
Sonra imanını çaldılar usulca
Bak anan bir uçta baban borçta
Yuğ şu uyanmaz gözünü
Mübarek nisan yağmuruyla…