1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
938
Okunma
Şu ağaçların horlama vaktinde akıtıyorum gözyaşlarımı
Ormanların gölgesi üzerinde kayboluyorum
Bu coğrafyada çıkmamıştır, bu kadar hüzne ev sahipliği yapan
Taşraların uzun ince yolları vardırmıyor hiçbir anakente
Ah le yar eski turnaların eskittiği bir sevda kırıntısıyız
Son kanat çırpışında sirkelenmişiz
Şimdi kalmadı bu aşkın gölgesi
Can çekiştiren, ölüme gebe bir hastalık gibiyiz
Milyon acı içinden en beterini seçtik
En acıtanını
Ayrılık!!!
Unuta unuta acıyacak canımız
Hatırladıkcada acıyacak canımız
Biz ne yaparsak yapalım hep acıyacak canımız
Ormanların suçu yok bunda
Horlayan ağaçların suçu yok
Şimdi ağlamak için bahaneyede gerek yok
O gözyaşı durmadan akacak ayrılığın ertesinden sonra
Dul bir aşk kaldı avuçlarımızda,
Dul bir sevda!!!
Güvenini yitirmiş, kalplerimizin yatağında
Asla sevemecek gönüllerimiz bir daha
Yok, ormanların suçu yok bunda
Horlayan ağaçların suçu yok
Eski turnanında suçu yok
Biz tutunabilseydik sirkeleyemezdi, ayıramazdı
Tek suçlu kalbimizin tenha sokakları
Karanlıkta kalmış tarafı
Aydınlatamadık ah le yar
Aydınlatamadık
Şimdi bir şiire sarıyorum tütünümü
Bir şiirle yakıyorum ucunu
Bir şiirle çekiyorum ciğerlerime
Bir şiirle karışıyorum kendi ateşimin dumanına
Ah le yar
Şimdi bir şiirin içindeki bir ormanda,
O ormanın uyanık bir ağacının dalında,
Yeni bir turnanın kanadında,
Hayallerde yaşıyoruz.
Hayallerde!!!!
Tuğba Topal
5.0
100% (3)