Ruhumda tarifsiz çığlıklar
Göğsümde inceden bir sızı
Günlerdir kanamakta yüreğim
Gözlerimde bulanık bir perde
Gel diyor yar nicedir
Derman mı var dizlerimde!

Kaynayan bir kazan yüreğim
Acının zembereğine yuva yapmış aşk
Şaşkın bir zaman düşünüşü bendeki
Göğsümde hırçın dalgalar
Günlüğümde kekre bekleyişler
Bir deniz olsa şimdi düşünüşlerim
Alıp götürür mü yâre dalgalar!

Başımda asırlardır döner bir güneş
Yorgun ışıklarla dans eder martılar
Çığlık kendine sarılarak uyur göğsümde
Sönüyor ışıklar ömür cenderesinde
Yine eskidi gün karanlığa saklandı
Söylesene ömür gülüşlü yar!
Kaç özlem daha sığar aşkın musallasına!

Şimdi, o arsız parmaklarını izleyerek
Gökyüzüne sevgimizi fısıldamak vakti
Rüzgârla üşüyen güllerin dansını izler gibi
Ahh! O yorgun güncesine yaslanıp aşkın
Avuçlarımızdaki kınalı özlemleri tüketerek
Ucu ucuna örselenen düşünüşlerimizi
Zemheri sarsılışlarla öpüştürme vaktidir

Düşlerin yanakları üşüyor sevdiğim
Seni düşündükçe kan çörekleniyor göğsüme
Dumanlı dağların yamaçlarında eteklerin uçuşuyor
Sarıl şu yoksul yalnızlığımın öfkesine
Savur saçlarını kokunu getiren rüzgârla
Yak gönlümün harlı ocaklarını
Mevsimler kıyameti getirsin sarılışlarınla

Selahattin Yetgin