Taş
bir tabut içinde
son öldürülen gülümsemenin
ödünç ceseti...


44 numaralı ayakkabısı
yanık ekmeğini
bölüştüğü
Memedin yanındaki Ahmet
çok tanıdık bir acıyla
kimi öldürecektik...

kim öldürecek bizi
kim daha önce ölecek
sen ölürsen senin baban
kesinlikle tabutuna sarılıp
ben ölürsem bu mektubu
berfine ver...

Burdaki sesizlik
sarısı yeşile dönmüş yumurtanın bölüşülmesinden
su bitmiş, kar var kardeş / ah bir de çay olsaydı şimdi
çok soğuk ve bizim köye çok benziyor buralar
ilk defa bir dağın yandığını görüyorum Mehmet...

Belki on dakika sonra öleceğiz Ahmet, senin annen
kesin kürtçe ağlar
göz yaşının Anadili olurmu saçmalama...
bayrağımız ne kadar güzel Mehmet...


Saçları upuzun
en çok kızdığı şey’ ben ölürsem
kocaman siyah gözleriyle
döndüğünde hemen evlenelim Mehmet...


Hiç bu kadar merak etmemiştim
kim kimi daha önce öldürecek

Bunları düşünme şimdi.
sen evliydin değil mi Ahmet, bir de kızın var

Şimdi sen birini öldüreceksin
beni biri öldürecek...

senin yaşın
benim yaşım
artı bir çocuk yaşı

toplamı...
kırk beş etmiyor
henüz şafak sökmedi
üşüyorum Mehmet...




cc_