2
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
835
Okunma
Hangi pencereye koşsam
Maskesiz aynadan geçiyor göğsüme ilişen korkunun sakalı
Çünkü,
Yalnızlığın kıyısında göçebe zenginlik
Gizli gizli ağrıyı soluma salan çığlık
Tarihin karnında aynı gemi aynı rüzgarla dolaşır aklıma
Gökyüzünün siyah olduğuna bakma sen
Güneşin gözlerinde keçeleşen beceriksiz çocuğum
Her bir parçam yaşlandıkça irkilirim kıyamete
Sabahlar üşür koynumda
Budur beni ölümsüz kılan
Daha
Boşluğa idam olacak şiir yazmadım
Sırrın pençesiyle oyuklaşan kalbin umut balkonundan
Işık tuttum mağaralara
Hece hece çıkardım seni avuç içime
Nazım ruhuyla biraz mavi
Çizgilerimde geziniyorsun
O yılların on yedi yaşını kırkını yürüyerek çıkıyorum belki de
Sonra sonsuzluğa açılan kapının düş odalarını
Gök mavisi kalemle güzelleştiriyorum
Tenimin ıslağına papatyaları konduran
Sensin o
Ki,
Sevincin etrafında cüce karanlık
Omzuma dağlarken dört mevsimi
Renk bulurum
Biraz menekşe sesi
Kuşlar,dönüp gelir tülleri açılmamış camlara
Budur beni gök altında bilindik kılan
Vakitlerin toz parçası eğilen gövdeler
Nasıl diriltirse mucizeyi en yakınıma
O aşkın beşiğinde uyuyan k/adınım
Önümde şahlanan deniz yar yüzüyle yıkar
Fısıldayan sarmaşıkları
Bekleyeceğim gelişini elbette
Dul odalarda
Budur beni sen yapan
Dörnala inceden inceye tutunmuş sesim
Güzel şarkılar söylüyor mu
O vakit soyabilirsin beni denizin köpüğüyle
Bakar mısın aynaya
Büyük büyük umutlar bezeliyorum akşamına
Kalbim titrek damla yüzünün çukurlarında
Yokluğunda kanayan yarama adını bastı sokaklar/
Sokaklar benimle ağladı uçarı duygularda
Yatağımda geceyi inleten kalem
Gökten üç yıldız düştü
Şimdi
Izin verilmedikçe söyleyemem adını sana
Itaate nem düşürüp evhamlandıramam aynayı
Sadece şunu yapabilirim
Bir
Iki
Üç
Tıp...
Çocuklar,susun Lutfen!
Öğretmeniniz geliyor
Masada peçete terimi sil sevgilim
5.0
100% (7)