Hayat artıklarıyla değil arttırdıklarıyla hesaplaşır
Diz önünde kiralatmaz çekincelerini
Satın alınabilir yerlerde biter mahkûmiyet;
Gözlerde…

Tek hecelik bir yansıma bu,
İrilenen düş temasında…
Binmek istedim indiğin trene
Gülüşünün esnediği yerlerde dinlenmek
Ve seni
Geçmişten uzak bir vapurda dillendirmek bana

Usulsüz bir boşanışa değse de kelimeler
Uslu döktü irini göğsünden
Yamalamadı kayıplarını
Kucağında uzanmadı hasretim
Meydanları kızıla boyamadı,
Kızıl olan meydana attı vücudunu
Kentleşti mısralar
Ucuza kiralattı mısraları,bir kadeh şaraba.
Keskin bir koku bu _ayrılık_

Görmedin…
Sen uyurken,
Yıldırımlar düştü yüzümün bahçesine
Özlem katarlarında eksilttim yükümü
Senden yansıyan her damla yağmurumdur şimdi çorak topraklarda

Biliyorum
Paranoid bir köprüdeyim
Sallanıyorum
Bir yakası düş
Bir yakası cehennem
Senden arta kalan zamanları sürüyorum
Düşlerimin kanatlı tabelalarına

Çıldırasıya dövüşecekler az sonra
Şehla bakışlar
Kurtaramayacağı günlere dalarak
Siyah beyaz kutularda birikecek düzenler
Hiçliğe yakışır uzun mu uzun bir imge havalanacak
Sen düşünemeyeceksin

Görüşlerimde soğuyacak havalar
Altından sahte iklimler boy verecek
Kuruya hesap düşerken
Nemli havzalarda üşüyecek muskalar

Sen üşürken
Ben üşüşürüm limanlara
Kalkacak bir vapura
Kıyılarına yanaştıracak bir vapura binebilirim

Şeritlerinde olmak,
Susmak,
Senin baktığın gibi.

Rintruz