13
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1257
Okunma

Sonbaharın kuru yaprak kokusu sinmiş kentime
Yaz kıpırtılarını
Kapanan pencerelerin sesi örtmüş
Güneşin feri tükenirken
Yağan yağmurların içinden yükselen ıslak toprak
Gözlerimde büyütmüş kendini, içime çökmüş
Bir çocuk…
Pantolonu çamur, sokakta yalnız
Bir kedi
Islak
Çocuk kediyi almış
Vuslatın zilini çalmış
Vuslat evde yok…
Acının sığınılacağı tek dost dedi yüreğim
Tek yoldaş
Gözyaşlarının tükendiği an açar kapıyı o
İsyanların göz bulutlarında büyüdüğünde
Ve çözülmez bir düğüm takıldığında boğazına
Hüzün…
Ey
Yüreğimdeki kanserli bölgenin durduğu nokta
Aç kapını bana…
Çalan zile cevap beklemiş çocuk
Tahta pencereli karanlık evde bir soluk
Sıcak bir çorba
Bir örtü
Kedi ıslak hırkanın arasına sinmiş
Bir vücutta iki yalnız
Biri çocuk biri küçücük bir kedinin kalbi.
Oysa anlatılan masallarım vardı benim
Bir gece uyurken dünyalarına girdiğim kahramanlarım
Buğulu bakışlarında büyürken sen bir perinin
Ardımda doğan güneşe bakıp içime alırdım seni
O zamanda acılıydım ben
Sessiz çalardım kapını açardın…
Gözleri mahmur açmış kapıyı hüzün
Çocuğun parlayan gözlerini görmüş
Usulca almış kediyi
İçeri girmiş
Çocuk sıcak evin loş ışığında evi izlemiş
Gözlerinde yağmurlar…
Yalnızım diye seslenmiş yüreği
Vuslat çocuğa ellerini vermiş
Yağmurlar dinmiş…
Ne çabuk geçmiş zaman
Ve ne çok ağlamışım yüreğine süzüldüğüm
Vuslatın koynunda
Bu kaçıncı sonbahar
Kaçıncı mevsimi hayatın…
Çocuk tahta merdivenleri sessizce inmiş
Gözlerinde sevinç
Gözlerinde bulut.