0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
508
Okunma
beni uzak tutarak söyleyin
sizin sözünüz bu
kumsaldaki çakılların ışıldadığını biliyor olmalısınız
geri dönüp rüzgar
kırılan kalbini arıyor ayın battığı yerde
çimenler çiçeğe dolup gülüştü yaz
sofrası büyük olanın büyülü sözler söylemesi yasak
bu kabirler boş gökyüzüne bakıyor
günler renkleri ile dönünce sarhoş
hala kuşkulu sırlar kuşağının arasındayız
bazen birbirine hasret
kardeş değilmişiz gibi üstümüzü örtüyorlar
şimdi bir şey söylesem korkarsın
demesine deriz özge
erik dalda kuyusundan su çeker
ne tuhaf bilmece bu benim bildiğim
ciğerini kediye atsam yemez
unut artık bize yoldaş olmayı
tandırgayan kaan ince nilgün
dar ağacının masum bir yanılgısıydı
sylviya siliyor dudaklarını aşkımızın kanıyla
sevgimizin bulantıları mavi
ölü şairler ağlayarak şiirler bırakıyor üzgün bulutlara.