1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1320
Okunma

Bu şiirlerin gerçek hikayesi Arke Adası Romanımdadır. Soner ÇAĞATAY
Aradan beş gün geçti hüzünlü akşamlarla
Baş etmeye çalıştı, herkes çöken gamlarla
Sabah oldu velakin, uykudaydı Cemil bey,
Kediler, canlı cansız, evdeki bütün her şey
Yorganın tam altına, başını soktu Maviş.
Yaşlı adam uyandı: »Hayrola şeker ne iş.«
»Öyle bakma hiç bana, uyuyacağım şimdi.«
Bu defa güzel yavru, baş parmağını emdi.
Cemil bey itti onu: »Acıktın, annene git!«
Sonra saate baktı: »Dokuzmuş hâlâ vakit.«
Maviş koşup altına, girdi kalın yorganın.
»Hım, anlaşıldı oyun istiyor senin canın.«
»Halit’e geç kalırız böyle giderse minnak.«
»Bu gün önemli bir gün, bandajı açılacak.«
»Bırak lan, yırtacaksın yamalı pijamayı.«
»Isır sen ısır sabah, alırsın sen mamayı.«
Hemen kalktı yataktan gözleri pencerede
Bir şey aradı: »Sarı! Sol terliğim nerede?«
»Gece sen oynuyordun çabuk bul getir onu.«
»Daha duruyor!« dedi, giyerken pantolonu.
Çoraplara uzandı…Bir baktı, terlik yerde
Pencerenin altında; üstüne düşmüş perde
Ayağına geçirdi, yorganını katladı
Kediler bir oraya bir buraya atladı
Odadan çıkarlarken, açık kaldı pencere
Temiz bahar havası girsin diye her yere
Kedilerin maması zaten dünden hazırdı
Maviş yerden diliyle,,boş tabağı kazırdı
Yıkamadan bıraktı tabakları tezgaha.
Ocağı, lambaları kontrol etti bir daha
Ω
Hiç vakit kaybetmeden kapıdan çıktı beşi
Cemil bey kucağına, aldı koşan Maviş’i
Okşadı tüylerini yürürken dar sokakta
Yolcular da onlara, bakıyordu durakta
Dönüp sağına baktı…Konfeksiyon dükkanı
Yollardan kalkan tozlar kirletmiş camekânı
Mankenin üzerinde, siyah takım elbise
Mavi gömlek uymuştu kravattaki süse
Yaşlı adam yöneldi Karanfil sokağına
Bir yandan iniyordu terler tâ şakağına
Sağ elinde Maviş’i, diğerinde mendili
Sırılsıklam olmuştu saçlarının her teli
Kuruladı başını, ense köküne kadar
Kol saatine baktı…On bire on iki var
Kestirmeden önüne çıktı veterinerin
Karısı konuşarak çıkıyordu Şener’in
»Geleceğim.« diyerek, uğurluyordu Halit
»Buzağına bakarım, yarın bulursam vakit.«
»Hemi aşısını da yaparım, Gülsüm teyze.«
»Hay Allah razı olsun; unutma; uğra bize.«
»Doğuma gelmeseydin yaşamazdı buzağı.«
»Dışarı zor çıkardı, hem başı hem ayağı.«
»Estağfirullah teyzem, Allah istedi ki var.«
»Yaşaması içinmiş, verdiği en son karar.«
Cemil bey yanlarına gelip »Merhaba!« dedi
Gülsüm hanımdan biraz çekindi küçük kedi
Başını soktu hemen koynuna Cemil beyin
Kadın dedi ki: »İsmi nedir bu şirin şeyin.«
»Maviş, yerdekilerse Simya, Benekli, Sarı.«
»Dördü bu Cemil beyin dünyadaki tek varı.«
»Benim de var bir tane, adı Kartopu beyim.«
»O yegane sırdaşım, arkadaşım, her şeyim.«
»Huzur veriyor bana, dokunduğumda ona.«
»Nankörlük değil sevgi aşılanmış hayvana.«
»Ruhu, özü sevgiyse huzur verir her insan.«
»Daha iyi görürsün, bunu gözlere baksan.«
Ω
Halit elini soktu önlüğünün cebine
Lafa girdi yakışır, şekilde edebine
»Hayvanların fıtratı, bozulmamıştır zira.«
»Asla bilmezler yalan, kibir, israf, iftira.«
»Biz kendi vasfımızla bakarız hayvanlara.«
»Korkak deriz birine, benzetip tavşanlara.«
»Şöyle demek gerekir, korkuyor insan gibi.«
»Yazık hayvanın ödü, patlıyor Osman gibi.«
»İnsan da tırsar, korku, has değildir tavşana.«
»Yaradan vermiş onu Ramazan’a, Rahşan’a.«
»Yalakalık kendinde yokmuş gibi davranır.«
»Velakin makam için en çok insan kıvranır.«
Cemil hoca: »Dilenir, el etek öper hatta.«
»İnsan kadar riyakar, biri yok kâinatta.«
»Allah’ın ihsanına var mı hamd u senası.«
»Ahvalde görülmeli, teşekkürün manası.«
Gülsüm hanım okşadı yanağını minnakın.
»Ne olur Cemil hocam bunlara iyi bakın.«
»Şu hayvanlar olacak mahşerde tek şahidin.«
»Sevgidir derdim bana biri sorsa: Nedir din?«
»İnşallah Gülsüm hanım...Bakacağım çok iyi«
»Rabbim bana gönderdi, bu dört güzel kediyi.«
»Tesadüf diye bir şey yoktur hayatta, yoktur.«
»Kamış, kimine neydir, kimine hasır, oktur.«
»Her hadisede anlam, nice hikmetler vardır.«
»Koşmak isteyen için bu en güzel kulvardır.«
Halit sohbeti böldü: »İçeri girelim mi?«
Sonra cebinden tekrar aldı mavi kalemi
»Simya’nın bandajını açıp bakayım hele«
»İnşallah gereksizdir yeni bir müdahale.«
Cemil bey, dua eder gibi »İnşallah!« dedi
»İçimden bir ses der ki; şifa bulacak kedi.«
»İçim acıdı garibe.« dedi kadın şefkatle
Çömeldi ve bandaja, göze baktı dikkatle.
Hem sevdi hem okşadı, tüylerini Simya’nın.
Ayağa kalktı: »Bin türlü hali vardır dünyanın.«
»Geçmiş olsun efendim. Rabbim açsın gözünü.«
»Hoşça kalın« diyerek noktaladı sözünü.
S / ÂYE 10 ARALIK 2017 / ESKİŞEHİR
5.0
100% (2)