0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
735
Okunma
beni aradım sende
beni bir papatyanın son yaprağında
seni seviyorum cümlesinde aradım
bir mevsimin son günleriydi
ağaçlar yaprak dökmeye başlamıştı
toprak çatlamaya
hava soğumaya başlamıştı
bir yandan kar sesleri
bir yandan yağmurlar
bir yandan sen özlemi
ve ben köze durmuş ateş
suda boğulan balık
turuncu bir şiir
ve bir pencere kenarı yalnızlık kadar sensiz-dim
bütün seslerde seni aradım
bütün caddelerde kokunu
bütün şehirlerde izini aradım
ve tek kurşunluk canımda aradım seni
tek idamlık
tek intiharlık canımda
ama sen hep içimde bir yerlerdesin
ve hep işgalinde yokluğuna sarılıyorum
sonra bir acıya eş oldum
her gece bir acıyla yatıp bir acıya uyanıyorum
soğuk bir kar tanesi kadar kırılganım
kırıldığım yerden erimeye başlıyorum
içime düşen martı çığlıklarıyla
denize sevdalı yüreğimi dinliyorum
bir koğuşu voltalar gibi
bir uçtan diğer bir uca çeltik atıyorum
özgürlüğe gün sayar gibiyim
ama bir karanlığın içinde yaşıyorum
yokluğun o kadar soğuk ki
yüreğime karlar yağmış gibi üşüyorum
avazım çıkana kadar bağırmak istiyorum
adını haykırmak
seni sevdiğimi
ama boğazım düğüm düğüm
sanki bir ıssızlığın içindeyim
bir günahı göğsüme yüklemişim
öfkenin son çırpınışlarında seni arıyorum
biliyorum
sen turuncu bir şiir’sin
kimi zaman bir papatya
kimi zaman bir kardelen
çoğu zaman kızıl bir karanfil
yüreğimde kanayan bir yara
idam edilen bir mahkum
kurşuna dizilen bir militan
ve solan bir acının sütunlarına sırtımı yaslar gibiyim
bir savaş sonrası özgürlüğü arıyorum
kaybettiğim yılları baltalamaya çalışıyor hayat
güneşin doğduğu yerden
güneşin batışını izliyorum
ve bir serzeniş içimde yalpalıyor bedenimi
ve kerpiçten bir duvara kanayan yüreğimi asıp
içimdeki seni seyrediyorum
acı ve sen çok güzelsin
ibrahim dalkılıç
08.12.2017
23.00 izmir
5.0
100% (1)