0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1339
Okunma
annem bana siyah dallı entarisini bıraktı
eteğine tutundum büyümekten vazgeçmek adına
böyle böyle kanıksadım mezar toprağını sulamak adetini
babam havyasını bıraktı, nişadırını, tuz ruhunu
çocukluğumu teneke bir kutuya lehimlerim sandım, olmadı
kapımı yitirdiğim o rüyayı kırkbeş yıldır atamadım uykularımdan
Yakut, dikenlerini boynunda götürdüğü gülünü bıraktı bana
hiçbir bahçeye yanaşamaz oldum o günden bu yana
hiçbir sessizlik canımı yakmadı bir çiçekçi vitrini kadar
Silivri ah, dudaklarıma değemeden yırtılmış kahkaham
fırın kapağından sahile savrulan ekmek şaşkınlığında
cami avlusunda şiir okumalar, çay evi taburesinde uyumalar bıraktı
göğüs kafesime her ikindi tekrar tekrar indirdiğim satırlar() bıraktılar
şiirin sadık yiğitleri: Bünyamin, Cafer Hoca ve Adem; kırılgan rüzgar güllerim
atamam sırtımdan kibirimi, tutanamam diz bağlarıma, varamam yamaçlarına
debelenip işte böyle
gölgeleriyle
kendimi onlardan sayarım
01.12.2015 - Çorlu
()
“yarasını yâr bilenler katılsın bize” Bünyamin Durali
“- Bitti mi kahven? (Azrail sorar)” Cafer Ünal
“yol’un terk ettiği yolcu” Adem Akıncıoğlu