1
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1887
Okunma
Şehre yağmur yağar
kaldırımlar ıslanır..
Toprak kokar dört yanım
içimde bir şair ayaklanır...
Şehre yağmur yağar,
rüzgar olasım gelir sonra bulut sonra deniz sonra damla..
Düşüp ölesim tutar
gecenin ortasında nihavend makamında..
Kavuşması yazılmamış her gidiş
bir çıban gibi göğsümde zonklayıp durur..
Şehre yağmur yağar
küf kokan yalnızlığım küfrünü suratıma savurur..
Ki dili kesilmiş aşka fasıllar demliyor yine de zaman
İnkara düşmek mistik bir yanılsama
Zira yine aşk değilmiydiŞahı Süleyman’a fermanlar yazdıran
Şehre yağmur yağar
Ben sana koşarım ne vakit kendimi bulmaya kalksam
Sussam ihanet
konuşsam kelimeler kursağıma kendini asar
Anla ya da anlama
tövbesini bozmuş iki günahkar kadar suçluyuz
Şimdi adım hatrına
son bir yadigâr bırak is kokan avuçlarıma
Soluğu tükenmiş günlerin veda seremonisidir bu
Durma yüreğini bastırda git
şu çığlığı düğümlenmiş b/ağrıma