10
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
1635
Okunma

Kırgın bir kalem eğilirken son satırlara
Susturup tüm dünyayı
konuşuyorum yüreğimin diliyle.
Öldürmek istedikçe içimdeki geçmişi
takılıyor ayaklarım gidişlere.
Dipsiz bir uçurum oluyor geceler
ümitsizlik esiyor savrulan rüzgarında.
Dokunduğunda ince bir yaraya
tekrar başlıyor acımaya.
Uyanıyorum içimde derin bir sızıyla.
Apansız bastırıyor soğuklar
Kapımda kar
içimde isyanlar büyütüyorum.,
Düşüyorum kristal gibi ellerinden
sen kanıyorsun ben üşüyorum.
Ekoseli beyaz ceketin sarıyor bedenimi
eriyor hücrelerimde sensizlik nöbeti.
Güneş bir ceza gibi doğuyor dünyama
Kundaklanıyor sevincim
bıraktığın boşluklarda.
Upuzun bir köprü kuruyorum
içimdeki yolculuklara.
Seni soruyorum
ayrılıkların dağladığı sevdalara.
Sıkışıyorum yitik cümlelerle
devrik cümlelerin arasına.
Unuttum diyorum soranlara
Sevdayı acı diye yazıyorum
parmak uçlarımdan
gecenin kucağına..
Ferdaca