1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
964
Okunma
Şehir suskun.
Gece perdesi inmiş, güneşin penceresine.
Yıldızlar ilmik ilmik düşüyor, derya âlemine.
Kırılıyor dalgaların nidaları vurdukça hasret kayalıklarına.
Karaya vurmuş tüm ayrılıklar çırpınıyor, hüznün sahilinde.
Bu keder, bu debdebe…
Sıyırıyor bıçakla, yüreğimizden sevda ateşini.
Alışılmış çaresizlik.
Sokak suskun.
Kaldırımlarda kalmış gözlerimiz.
Sitemkâr bakışlarla seyrediyoruz adı aşk olan gönül kırıntılarını.
İçimize sindiremediğimiz bir kasvet bağlamış ruhlarımızı.
Sokak lambasındaki kıvılcım titredikçe, kirpikler kavuşur durur sadece.
Kaldı ki açmaya sebep yok.
Ben suskun.
Gönlüm âmâ ruhum mecalsiz.
Dökülüyor yapraklarım.
Boğazıma takılıyor ismin her seferinde.
Perdeler kapandı ruhumda.
Sahne bitti.
Yazılan sadece bir senaryo.
Şehir, sokak ve ben,
Ve uzun bir karanlık,
Kestik.
5.0
100% (1)