6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1479
Okunma

duvara karşı yüzler gördüm. isli
lambadan çıkan dumanların ardında,
yitik suretler gördüm diyorum; size,
sizi anlatacağım diyorum:
beni anlatır gibi biraz.
yokluğuma karışırken sesimin kokusu,
size ses vereceğim diyorum,
kendi sesinizden...
duvara karşı yüzler gördüm; yüzler
gördüm yüzer gibi bilinmezliklerde.
kendinden kaçak yüzler gördüm, yüzlerini
en çok kendi yüzüne dönmüş beyhûde.
gece neleri anlatır bilinmez / ama
en çok bilindik yanlarıyla müsemmâ, bir
garîb hüzündür vuran en ağır yanlarıyla
size hüznü(-mü) anlatacağım diyorum,
hüznünüzü deşifre eder gibi.
duvara karşı yüzler gördüm; sürgüne
kayan hayatın yanlarında yolcu.
terkeylemiş herşeyi postuna bürünmüş,
nice dervişler gördüm el-hâk.
sesine kaç ses katmış /ve/ kalabalıklarına,
kaç kalabalık katmış sûfîler gördüm;
diyorum ya, gördüm: görmediniz belki de,
ne sesleri benzedi sesinize; ne de
şehriniz benzedi dervişân şehirlerine...
yüzler gördüm duvara karşı.
karşı duvarda yüzler gördüm;
bana karşı, benden uzak:
her şeye yakın ve herşeyden kaçkın.
bakışlar gördüm gözlerinizin içine bakan.
sesime karıştı sesleri, duymadınız.
şehirleri şehrime karıştı, gezmediniz.
ne kadar anladıysanız, o kadar anlamadınız.
âh; yokluğunuza karıştı sesimin yankısı.
ne kadar yok olduysam, varlığınızdan bildim.
sürgün bir kenti anlatırken; duvara
karşı yüzler gördüm baştan ayağa anlam.
’düş bin gece masalı’ gibi şehrim;
hangi masal, hangi duvarda kaybolurum;
ne bilirsiniz...
12.mayıs.2007
mustafa nazif
fotoğraf: mustafa nazif, "isyan".