0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
674
Okunma
ey suların en durusu
ey kızgın ateş
ey en korkunç fırtına
kaç zulüm
kaç acı
kaç ağıt
kaç kurşun
kaç idam sehpası
kaç zindan
bir insanı sevdadan vazgeçirebilir ki
beni de sevdadan vazgeçirsin
şimdi sen benden uzaktasın
buralar soğuk
buralar kasvetli akşamlar kadar karanlık
ve içimde kör bir hançer
sessiz bir ölüm pusuda
ve elim ayağım zincirde
azap bir türkü çalıyor radyoda
gönlümde bir çocuk
şehrin en kimsesiz sokaklarında
bir fidan gibi yeşeriyor
elinde umut
gözlerinde yarınlar var
ve saçları baharı anımsatırcasına
rüzgarla dans ediyor
bazen düşersin elinden tutan kimse olmaz
bazen kalkarsın yanında kimse yoktur
lanet edersin bu hayata
isyan edersin kendine
küfrün dudaklarını arşınlar
ayak parmaklarından tut
saçlarına kadar yalnızsındır
kırılmış, horlanmış, itilmiş
bir bedeni parçalara bölmüşsündür de
yetmemişsindir aç kurtlara
günü gelirde
unuturum dediğini özlersin
günü gelirde
en nefret ettiğini ararsın
günü gelirde
vazgeçilmezin olur acılar
şimdi sen benden uzaktasın
seni özlemekle kendimi öldürmek arasında
seni beklemekle kendimi kurşuna dizmek arasında
seni sevmekle kendimi idam etmek arasında
sana ait gel gitlerin içindeyim
sol yanım sana dönükken
sırtımda bir sürü ihanet
bir sürü yalanın izleri var.
ibrahim dalkılıç
13/08/2017
23:20 izmir