0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1143
Okunma

Hayatın tam göbeğine oturmuş bir söz
Çok eskilere uzanır bu sözün özü, yaşamın kendisidir.
Ekmek davası...
Savcısı yoktur bu davanın, hakim’i de...
Sevdiğin fırın’ın ekmeği olmayınca tat alamazsın bu davadan!!!.
Bal yerine katık edersin acıyı, zehrini içersin hayatın.
Bir lokma ekmek yapışır dişlerine, kapanır çenen, susarsın
Ekmek davası dersin...
Savcısı yoktur bu davanın, hakim’i de...
Her şeyi görürüsün olan biten ne varsa, görmezden gelirsin...
Yüreğine iner, yaralar seni aykırı sözler.
Aldanırsın, harlanırsın, horlanırsın; anlatamazsın kendini
Kilitli kalır sözlerin, boğazın düğümlenir, yutkunursun
Ekmek davası dersin, susarsın...
Savcısı yoktur bu davanın; hakimi de...
Gün biter, güneş batar şehrin üstünden
Ay hilal’ e dönüşür, o da gider peşinden
Yavaş yavaş çöker üstüne, günün ağırlığı
Adımlarsın kumsal’ı sabahlara dek
Oturursun kıyısına deniz’in, nefes nefes çekersin
Köpüklü dalagalarla tepişirsin
Koşarsın, yorulursun, sıkılırsın, bunalırsın yüksek yüksek solursun
Fakat soluduğun hava senin değildir.
Ve siyah beyaz’a dönüşür bütün renkler
Yok sayarsın kendini, kendini unutursun
Ve unutursun her şeyi ekmek davası dersin...
Savcısı yoktur bu davanın, hakim’ mi de...
Bakarsın gökyüzüne, tanıdığın yıldızlar kaymıştır
Kutup’ ta göstermez yönünü, terse düşer yolun
Karşılaşırsın, göz göze gelirsin, anlarsın bakışlarından
Değişmiştir düşünceleri, yeni düşünceler, yeni kararlar alırsın
Sonra olsun dersin ve ekmek davası dersin...
Savcısı yoktur bu davanın, hakim’ i de...
Vurgun yer yüreğin,ikiye bölersin geceyi
Çekilince el ayak
Denizden kum çalarsın sabahlara dek
Kanal açarsın dalgasına kumsaldan
Yüreğine akıtırsın
Doldurursun zihnine binbir heceyi
Ekmek davası dersin...
Savcısı yoktur bu davanın, hakim’i de...
Ufukta görününce hilal’in izi
Çekilir el ayak toplanır gider, bir sen kalırsın
Uzaktan görünür sönük ışığı balıkçı teknesinin
Martlar uçuşur üstünden
Ve güzdüz geceye gebe kalır
Doğurgaçtır, sancısı başlar deniz’ in
Ana rahmi açılır, payına düşeni alırsın
Dalarsın, düşünürsün, görürsün, susarsın
Kelimesiz kalırsın
Ekmek davası dersin...
Savcısı yoktur bu davanın, hakim’i de...
Martıların gözlerinden bakmak istersin
Uçmak istersin
Tutunup yıldızlara, boşlukta yükselirsin
Vursa da gururun dibe, dalışa geçersin
Ekmek davası dersin...
Savcısı yoktur bu davanın, hakim’i de...
Gezerken kumsalda eline geçince küçük bir taş
Sektirmek istersin dalagalara inat, fırlatıp atarsın
Dans eder düşüncelerin, yürürsün, gidersin
Bir sarhoş narası dıyarsın, kumsalın diğer ucunda
Sessizliği bozulur gecenin, kızarsın küfredersin
Sonra boşver ekmek davası dersin...
Savcısı yoktur bu davanın, hakim’i de...
Ekrem SAYGI
27.06.2017