3
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1708
Okunma

"Çayın öte yüzünde
Ceylan oynar düzünde "
Hülasa biz kadere boyun eğe eğe kaburgalarımızın on üçünü değil
üç yüzünü kaybettik.
Elimize yüzümüze bulaşan şeyler de yok değil
ismi lazım değil
çok kan kaybettik.
Bedduası bol mevsimler bunlar
Tüm çoğul ekleri birbirine bağlayıp köprüden atıyorum.
Vesikalı aşklarımın ardından
Biz
siz
ve onlar kadar taş düşüyor isyanımın başına.
Boşlukta buncadır sallanıyor gövdeme yük ellerim
Birbirinin ölüsüne gülümseyen şu yüzlere bak
Apış arası kokan tüm kent soylu sevişmelere inat
kapıyı vurup çıkıyorum.
Sesime ses katma boşuna
gün görmemiş göğsümden içre hiçbir hücre.
Bir zamanlar
Güzelliğinizden dilim tutuluyordu ki
ağzınızı açtınız
küçük dilini yuttu kelimeler
Bunda gülünecek şey yok
Gözleriniz ve dudaklarınız arasında ki
o dipsiz kuyu
dilsizliğime delalet.
Sahi
çocuk aklımla
iki kol arasına
iki dağ
bir nehir
yerleştirilir mi zannettim bilmiyorum.
İki kol arasına
düpedüz koynuma
soyunuyor oluşunda mı aramalıyım aşkı...
Çırçıplak ve yalnız odanın orta yerinde
sallanan kollarım
dahi birbirine kavuşamazken
Dağ dağa insan insana nasıl kavuşur
sever ve sevilir
anlat bana.
Dönülmez akşamın ufkunda biraz daha sevebilirdim saçlarını
Her biraz daha da içimde
sen biriktirmeseydim keşke...
Çırçıplak ve yalnız odanın orta yerinde
bu gemiler oraya gitmiyor kaptan
kapat kapını
söndür yangınını
bağırsan kaç kişi duyar...
Ellerini orda orta yerde bırak
birgün sevilebilme
ihtimaline
soyunuyoruz şunun şurasında.
5.0
100% (14)