1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1647
Okunma

güz yaprakları savrulur düşer üstüme üstüme
üstümde başımda nice yılın toprak kokusu
biten dün akşamında eskimeyen bir rüzgar
yağmur hasreti çorak ellerimde nasipsiz göç kuşları
tadı buruk tadı sıla yanık bir türkü yangını asıl yardan
okşar ellerin saçlarımı eskimiş bir zamandan
tazelenmiş şefkatini duyarım inceden gülümserken
bülbüle gülün hasretini yazar bir şiir
kuruyan bir dalın yaprağa özlemi büyürse de
kış beyazı ten ayazlarında üşürüm sensizliğe
unuturum da kendimi bir gün bir yerlerde
bırakır giderim bütün günahlarımla
arsız yalanlarını yalan dünyanın
bir kokun kalır benden geride
asıl sahibine sorarım da güllerin yine yine senin
gülüşlerinden tutunurum ellerine
çocuk gülüşlerimizden tutunurken
ablam gelir kardeşlerim de
bir oda dört duvar
sımsıcacık bir yuva gelir gözlerimin önüne
babam gelir aklıma
ne onu unuturum onun güzel gözlerini
ne kardeşlerimi
ne de seni anne
ben seni unutamam unutmam seni …
anne !
yine okşasana saçlarımı
bak yine rüzgar çıktı çıkacak ...
Bütün annelerimize ve sevdiklerimize sağlık, huzur ve mutluluklar diliyorum sevdikleriyle birlikte ...,
Kaybettiğimiz büyüklerimize, anne, baba, kardeş ve diğer can’larımıza da rahmet diliyorum yüce Rabbimden...
Toplumcu, gerçekçi yaklaşımım, pek çok konuda, fantastik pembeli düş, hayal ve aldatıcı yalanlar yazmaya müsait değil. Bu nedenle, yazdıklarım, çoğu zaman ağır gelir insanlara. Ama, içsel , gerçek duygularının da bunlar olduğunu, itiraf edemeseler de, iyi bilirler...
Mert Yiğitcan
13 mayıs 2017
5.0
100% (5)