Yıldızların şavkında aydınlanır karanlığı yüzünün
Yanağıma süzülen yılların yorgunluğu
Kulağıma değen gurbet türküsü
Dudağımda nakaratı şiirin
Ben sende ne ararım?

Renklerini solduran umutların ihtirası
Kirpiklerime ilişen vaktin buğusu
Alnımı yalayan sızı
Şakaklarımda sancısı yarının
Ben sende ne ararım?

Yollar hep kar boran havasında
Dağ doruklarında vardır tipi
Kimsesizliğimi okşayan bahar
Şafaklara sürgün hala yasak
Be sende ne ararım?

Dağılır coğrafyalar kurulur duvarlar
Kundakta kurşunlar
Kahpece tetik düşer
Parmak uçlarımda izi zeytin dalının
Ben sende ne ararım?

Son resmimde gümrahtır kırık fay hatları
Parçalı bulut kaplı sinem
Kurşuni düşler düşer payıma
Yel vurdukça harıma
Ben sende ne ararım?

Hep üşüyen bir tarafım yıllar yılı
Keşmekeş yaşar havası avamı
Biteviye üşer şahdamarımı
Yiter çocukluğum her firarda
Ben sende ne ararım?

Dal dal dökülen saç tellerimde hoyrat mevsimler
Kaşgar’da kavrulur, Kerkük’te demlenir tenim
Mayıslarda ürkek dokunuşları
Bakü’de şahlanır, İstanbul’da dinlenirim
Ben sende ne ararım?

Hep ben düşerim köşe başlarında ölüme hazır
Haramı zindan seni helal bilirim
Aydınlık düşlerimin yediemini
Sevdalarımda paydaşım
Ben sende daha ne ararım?


SİNAN YILMAZ