10
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
1194
Okunma
seviliyor zamanla açlık,
gözden çıkardığın ne varsa
kıymıkta olur,hayatında
duruyor dutluk ağacının altında
orada öylece sessiz ve saki
küçük elleriyle ekmeğin gölgesini taşıyor
yorganın altına,lastik ayakkabılarına
çelik cant kaplatıyor zengin çocukları
ona biraz bozuluyor çıplak gövde
sonra kar yağıyor ağaçlara ve babama
kirpiklerimde üşüyor bazı bitler
benim ayaklarım üşüyor
bitlerin ayakları üşüyor
diyorum ki; fakirlik bize özgü bir sanat değil
bitler arasında da bulaşıcı bir salgın
aklıma takılıyor sayıların cinsiyeti
ve 2 ’nin neresinden işediğini soruyorum
kendime,kendimin içinde bir beslenme randevusu
gibi ormanlara dağılmış zengin bir geç kalış sana
suyun asli görevi bizi gidermek değil
sen daha güzeldin,annemden ve tek tuşlu piyanomuzdan
sonra büyük kuşlar küçük kuşlara harçlık sıkıştırıyorlar
gözümün önünde
o zaman karar veriyorum
ileride lazım olur diye
kimseyi fazla öpmemeye
yaşım 6
kurulandığımda 5 gösteriyorum
annem altınlarını bozduruyor,
ananem namazlarını
bayram geliyor diye
babamsa saatini bozuyor,
yepyeni saati iki günde hemen nasıl bozuyorsa
aklım almıyor
o yaşlarda, annem harabatı diyor
ben harabatıyı
japon bilim adamı sanıyorum
senle tanışana kadar.
bayram geliyor
insanların birbirlerinin ceplerini görmemesi
büyük bir bahş
Allah’a dua ediyorum
insanların birbirlerinin ellerini tutması
büyük bir imkan
ne güzel
çimlere uzanıyorum
yanıma annem uzanıyor
öbür yanıma babam
el ele gökyüzüne bakıyoruz
Allah’ım ne güzel bir şey
birbirimizin rüyalarının birbirine karışmaması
diyorum
ardından
babamın cebindeki delik
doğuştanmış
bunu öğreniyoruz
sonra anneme gizlice yaklaşıp
soruyorum
anne bana da geçmiş midir diye
annem merak etmeme mi söylüyor
artık tıp çok gelişti’
olsaydı çoktan çıkardı .
anneme sarılıyorum
çime teşekkür ediyorum
bu bayramda bizi ağırladığı için
akşam oluyor
babama binip
evimize tekrar dönüyoruz...
5.0
100% (15)