2
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1013
Okunma

okumayın boş verin canınız sıkılır sizin kargacık burgacık
bir şeye de benzemiyor zaten yazdıklarım
eski bir duvarda yeşil sarmaşık düşü olur mu olmaz
benimkisi dünya değil merdiven boşluğu
karanlığın ortasında süzme gün ışığı evvelin ve ahirin
kocaman bir cin çukuru aklımın yaz yaz nereye kadar
bacağım sızlıyor eklem romatizmasından
göğsüm sıkışıyor ellerim uyuşuyor
rakı yapıyor diyorlar tüm bunları rakı
bu yaştan sonra ne yapalım yani şaraba mı başlamalı
sarma cigara beni oldum olası sarmıyor
çocukluğumdan esriğim ben çok görmeyin
çok görmeyin denize sevdamı ne olur
şiirle aramdaki bağı koparırsam körfez bulanır
eksik bir şeyler üzerine kurulu bir oyun bu çünkü
ebe de benim çocuk da ben benim her harfe bir nokta ötesi
dilinden emdiğim süt annemin yazmasıdır edebiyat
delilerin nazarına ithafdır her bir kelimesi
anlamaya çalışıyorlar bazen ne tuhaf ne acı
mana aleminde kör bir düğüm için açılan bütün kapıları
kapatıverir de üstünden kitler maddenin kendisi
dört duvar arası nefesimin muştu sesidir aşk
ne öncesinden pişmanım hayatımın ne sonrasından
ne de olacaklardan habersizim o kadar
siz şimdi gökyüzünün sahibi gibi dolanan
kara kuşlar ak kuşlar yahut kırlangıçlar gelene kadar
emsalsiz bir siyaha beyaza sese bulandığınız
şehrin ağaçlarından yükselen sesleri duymazdan geliveriniz
kırlangıçlar gelince göreceksiniz uçmak ne demek asıl
asıl ben gidince bela olacak başınıza şiirlerim şimdilik okumayınız
5.0
100% (9)