26
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
2198
Okunma


içimde neleri sakladığımı bir bilsen
gökyüzüm olurdun eminim
eminim çünkü boynundan
yaralı kadınlar çıkmıyor aklımdan
ey saki bu gece yalnızlığımı suya
aşkı meylere pay et
hapset çünkü aklı yok şu anın
dile saplı bir hançer var gözlerinde kadının
harda varlık güncesinden silinmiş
külde savrulma fikrinden
kuyuda öptüğüm güvercinleri
uçurma vaktidir tan
üşüyen duvarlarda gölgesi
şehla bir çocuk gibi titrerken ışığın
uykuya hasret odalarda biz
iki kalabalık yalnızlığın aklında kalırız
derinlemesine her çağda hırçındı
birbirini büyüten ellerimiz
uykuyu düşünüyordum asıl
denize dalar gibi gidiveren gözlerini
terminallerde çığırtkan siluetli
kim düşürdü aklına bir bilsem bu gitme fikrini
suskun devlerin güllere boyun büktüğü
yaz akşamları nerelerde şimdi
deniz bile köpüklerine sarılıyorken
kim nasıl keser kıyamadan o teni bilmem
gel aklıma mukayyet ol seher
uçurumlar geliyor gözlerimin önüne
üşümüşlerin makbul duaları için
sarılamadığım uçurumlar ki beni bekler
yoksa ne işim var sensiz
bu köpek öldürenlerin şehrinde
en sonunda boynuna al beni
kirpiklerinden düşüreceksin biliyorum
çünkü kırk kuyu içinde çürümüş
kırk damla suyum aslında
güneş hasretinden çatlayamayan
tohumlara sürsek yüzümüzü
servilere özenti güdük çamlara ilaç olsak
mutluluk yine de bulmaz bizi
sen deniz kokluyorsun her kavuştuğumuzda
ben güvercin gerdanlığına çıldırıyorum
5.0
100% (31)