DİLEK TUT DİYOR

Yüzüne yansımış, tüm arz-ı âlem
Yıldızlar n’olursun dilek tut diyor
Nasıl da coşuyor, gönül şelalem
Bazı yıldızlar da aşkı tat diyor
Bazısı n’olursun dilek tut diyor

Gülüşünle ısıt, kollarınla sar
Sen benim mihmanım, sultanımsın yâr
Havada çok güzel bir rehavet var
Bazısı git dinlen, uyu yat diyor
Bazısı n’olursun dilek tut diyor

Yıldız denizine, bak ay iniyor
Bazı yıldızlar da, yanıp sönüyor
Öyle güzeller ki başım dönüyor
Gel bu güzelliğe aşkı kat diyor
Bazısı n’olursun dilek tut diyor

Nasıl muhteşemlik, hem de çok yönlü
Bu yıldızların da, bir çoğu ünlü
Sevdaya ram olan, şu deli gönlü
Bulutlar üstüne, çık uyut diyor
Bazısı n’olursun dilek tut diyor

Ilık bir meltem se, okşarken yüzüm
Şarkı olur lebden, çıkan her sözüm
Semaya baktıkça, artarken hazım
Çiçek açar burda, her umut diyor
Bazısı n’olursun dilek tut diyor

Seyredeni, kendisine, çekerken
Hayale dalıyor, insan bakarken
Hepsi de kayboldu, şafak sökerken
Tüm gördüklerini, gel unut diyor
Bazısı n’olursun, dilek tut diyor

Lüzumsuz, Rabbinin lütfu bu sana
Ementüye iman, eh anlasana
Mükemmel bir eser, Allah’a sena
Ne güzel bir gece, yok bulut diyor
Bazısı n’olursun dilek tut diyor

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ

ETEK YAZILARI

REHAVET : Vücutta görülen gevşeklik, ağırlık, tembellik:
MİHMAN : Konuk, misafir
RAM: Boyun eğen, tabi olan
LEB: Dudak