14
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
1554
Okunma

Zehrin akışında saklı zamanın tınısı,
İçselleştirdiğim beyitlerdeyim,
Beylik cümleler kurmak iken özürüm,
Kanayan balyalarında sarımtırak acıların,
Ekliyorum dertleri örgülü saç diplerime:
Dokundukça annemin elleri,
Titrek ve masum bir özlemle tarıyorum
Sözsüz yaprakları
Ve istifliyorum önce aşkı sonra da tanımadıklarımın
Nidalarına yol vermişken Tanrı.
Özürlü bir düş’üm işin aslı,
Düştüğüm ırmaklarda,
Gömüldüğüm kaypak ruhlarda
Ve sevmediğim adamların sevmedikleri kadınlarla
Olan birlikteliğine,
Esefle bakarken kuş bakışı,
Nankör bir ime takılı aklımın pervazında
Boykot ediyorum kayıplarımı.
Bir isyan mı peki?
Hâşâ!
Ya da bir özlem mi mimlediğim
Gecenin bir yarısı?
Belki…
Kulaklarım da tıkalı gittiğinden beri
Hür seçimlerim karışmışken toza,
Darmaduman olsam,
Ne fayda…
Sonrası mı?
Öncesizliğim yok iken dert değil inan ki.
Dalya, dedim bu gün:
Neye mi?
Öldürdüğüm benliğimin yıl dönümüne
Serptiğim ölü düşlerden,
Arda kalan,
Biraz da yitirdiklerime ettiğim niyaza
Yığdığım elem ve özlem.
Yetsin de artık,
Bunca duygu iken ters yüz eden,
Nakşettiğim o bariz sancı.
Dur durak demeden evren,
Hicreti mi ömrün yoksa
Alırken nasibini çatık kaşlı sahibinden yüreğin,
Peyda olan ölü bir şarkıda mı gizli tüm hüsran?
5.0
100% (24)