10
Yorum
47
Beğeni
5,0
Puan
1500
Okunma
İçim, suyu çekilmiş kuyu gibi..
Binlerce metre derindeki
o kuyuya düşen
düşünce yankılanan
ve sesinden kimsenin ürkmediği
anlamadığı o derin sızılı çığlığın
en fiyakalı
daha da ötesi en cızırtılı -bu da yetmez-
en etkisiz düşüş hızı ve yosunlaşmış
ömür duvarlarına çarparak
kendini kutsayan
en sıradan yazgının o şık kederi
ve bu kederi tamlayan müstakbel harf topluluğum
ki büyüklerim
dahî küçüklerimden dinledim bugün kendimi
dinledikçe utandım takip ettiğim
nâr dokulu
o narefte
dikeni topuklarımdan ziyade canıma batan
o müstesna yolumdan
acıdım kendime
bendimin verdiği o mahur emeğe!
beyhudeliğe
vs..vs...
T’aradım itina ile
ve
g’ördüm bir film şeridi gibi
bembeyaz karları saçlarım da
siyah beyaz bir hayatın
renkli mükâfatını türküledim
her elime aldığım da
b’ağlamamla.
Şimdi büyük bir âşk ile
d’inledikçe kendinizden
ve
y’andıkça binşeyler bulabilir
hasretli vakitlerinize konuk olabilir
hayatınızı bir de benim gönlümden
mehtaplı gecelerinize ağır bir roman gibi
- düşerek pusulara
bir eski kitabın sayfalarına
d’okunur gibi olabilirsiniz.
ki söylendikçe yüreklerinizde
öykünerek her halukârda
efsaneleşmiş dertlerimden dillerinize bir Fatiha ekleyebilir
usulca eğriye doğruyu eşitleyip
alnından öpebilirim eceli
tüm kâlbimle yana yakıla
ve hatta güle oynaya!
bu hayatı o doyumsuz egonuza hibeleyip
bir çırpıda b’ölebilir
annemin toprağın da kızıl bir gelincik
yahut beyaz bir çiğdem gibi
salınabilirim
"çiçekleri koparmayın"
melodisi aşılamak için beyinlere
bu sözü de bir şarkıya nakarat yapabilir
sonra bilinçlice teslim edebilirim
o narin yapraklarımı
her damlasında güç bulduğum
su bestelerime..
ve vakti geldiğinde
çekip gidebilirim çiçek cehennemine
bir gülün alından düşen kederli çiy tanesi gibi..
5.0
97% (36)
4.0
3% (1)