13
Yorum
42
Beğeni
0,0
Puan
1148
Okunma

birazdan güneş saklayacak yüzünü gecenin koynuna
görmemek için yalnızlığımı..
uçmaya tövbeli bir kaç güvercin geçer buradan
son taklalarını atmak için yeryüzüne
her takla insana tokat
her takla dönekliğin şah damarına baskı.
birazdan leş kargaları üşüşür başıma
her parça etim değerinden az
gülüşüm sahte dudaklarıma yapışır
seviyorum derim yine gözlerimi saklayarak
kalbimin görünmesinden deli gibi korkarak
biliyorum çok geçmeden unutur beni
ki onca ölümleri bu kadar kolay unuturken insanoğlu
onun beni unutması kadar doğal afet olamaz.
birazdan bir dilenci ayaklarını sürüyerek geçecek zamana
bir an gibi verilen sadaka
sevda gibi yetersiz
bulutsuz gök yüzünden yağmur yağması gibi aşk abartılı
ziyan olan gün batımına
isterik kahkahalarım bulaşır.
birazdan gidecek hayatımdan
hiç olmamış
hiç bir şey yaşanmamış gibi aramızda
el olacak
gözümde sel olacak
yarınlarımı ardında süpürüp
başı dik gönlü yaşanalardan ezik
yakışıklı yüzünde gurur
defolup gidecek işte
bir mum gibi söndürüp beni.
kaç kere ölür bir insan
kaç kere vurulur sırtından ahmakça
tecrübelerin itirazı var olanlara
saflığın dozu da ayarlanmalı
günde üç kez mesela
birer tablet bu sahtekarlıklara çözüm olabilir
ya da toptan içip nalları dikmek lazım tüm olumsuzluklara.
dudak kenarlarımda kıvrılıp yatan
sahte gülücüğümde düşecek birazdan
gerçek balyoz gibi kafama inerken
ben baygınlık nöbetlerimden birini daha yaşayacağım
hafif bir titreme tüm bedenimi sararken
ağzımda köpük köpük küfürler saklanacak
akmadan gitse diyorum içimden
duymasa bu kadar yıkıldığımı
ferasetten yoksun kalbinin
harabemi gezmeye gelmesi son isteğim.
birazdan bir gemi kalkacak bu köhne limandan
bütün yükünü boşaltmış
dibe vuran ağır duygular hafiflemiş olarak
ardına bakmadan kalkacak
bu öyle bir liman ki kaç denizci aramış bulamamış
kenat köşelerde sessizce beklemiş yıllar boyu
bir sese kurban edilesi hayat.
denizin ağzı bir karış açık
son veda konuşmasını hayretle dinlerken
şapşal bir damla, buz tutmuş gözlerimden akıyor
bana çoktan sırtını dönen sevdaya
sahildeki çakıl taşları bile gülüyor
soğuk burnumun dibini sızlatırken
dalgalar son anı kırıntılarını da sürüklüyor taşlardan
birazdan yavru martı gibi düşeceğim kumlara
sahipsiz
kimsesiz.
Ayvazım DENİZ