2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1383
Okunma

Bu sabah çok yiğidim
küçük taşlar var cebimde
ufacık çakıl taşları
rengarenk aşk çemberlerini oluşturan...
Küçüğüm, kar tanelerine karışmış
serçelerin ayak izlerinde
sisli gecenin titreyen ışıklarında
karnı aç, yaban bir canlı gibi bitap
duvara asılmış, kara kalem izinde
mürekkep düşkünüyüm!
Bu sabah çok yiğidim
kahır dolu bir yılın son pazarındayım!
Bir yıl doğacak
yeni
gölgesiz
körpe
duru bir su soluğunda olmalı
merhametli olsun diye
gök maviye boyansın diye
rengarenk bir gökkuşağı doğsun diye
sulara, huzura saldım bütün taşlarımı...
Bu sabah bütün sesler var kulağımda
kar taneleriyle bütünleşen sokağın
ezan vaktinde kuşların
ekmek fırınında bekleyen yaşlı teyzenin
bir pazar sabahında misafirin sesi…
Bu sabah şarkıları, türküleri derinleştiren
ağıda, sevince dağılan tınılar var kulağımda...
Ve
bütün çalgıları topladım
çakıl taşlarımla bir
bembeyaz örtüye uzandım
ruhumda huzura dair bütün güzellikler ile
gözlerimi, yüreğimi yepyeni bir zamana bıraktım!
Uzaklardaki yakınım uzağın verdiği ilham ile.
5.0
100% (3)