67
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2942
Okunma

Durun karanlıklar sessizce durun
Ayak sesleriniz çıkmasın sakın
Bu gece zamanı zincire vurun
Akrep yelkovanı böğrüme takın
Gökyüzü açılsın şak iki parça
Bu gece sabahım Fizan’a yakın
Ayın saçlarını tararken fırça
Kanayan gözünde gönlüme bakın
Gece beni içsin bende geceyi
Hayâlimi hırçın dalgaya tıkın
Bal tasında verin hasret zehiri
Damarda biriken sızıyı sökün
Kenan’a yollayın,ruhuma ceza
Ya da Yusuf gibi zindana sokun
Ne çıkar vermezse azâd’ı rıza
Züleyhâ gülerken aşkında yakın
Ateşi harlayın başımı aşsın
Dumanlar tırnağın içinden çıkın
Rüzgar lodos ile kabrimi eşsin
Ardımda kalmasın kül dolu çıkın
Sükût’a ermeli bu gizli savaş
Durmalı kalbime sayısız akın
Ölümü öperken, gül yavaş yavaş
Çıkın gözyaşlarım içinden ok’un
Kurtuluştur belki toprakla barış
Zühre uzaklardan gözüme dokun
Bitmiyor bahtımla hüzüne yarış
Rüyalar son defa resmimi çekin
Bozulsun bu gece kalemin rengi
Hicrânlı satırlar etmeli sökûn
Bu gece kurşundur kalemin dengi
Baharlar toprağa maviler ekin
Beynim uğulduyor sesler geliyor
Habercim ,habersiz haberi sakın
Sancılı yüreğim yoksul ölüyor
Kalan enkazımı çöplere dökün
Bu gün efkârlıyım efkârım taştı
Saklı hatıralar yanıma çökün
Yıkıldı can evi tuğlası düştü
Serçeler temeli temelden bükün
Nasılsa sabahın sinesi sızı
Arslan ini bile daha da tekin
Bu gece ateşte yakarken sözü
Kabrimin üstüne sevdamı dikin
Duyarken gözünü, okşarsa buğun
Göz kapaklarının,matemi yükün
Toprakla yaparken şanlı bir düğün
Makberî’yi arz’ın böğrüne çakın
Makberî’ - Ahmet Akkoyun.............18/04/2008...........00::30.......İst