1
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1843
Okunma
gözlerinin mavisi ve gecenin siyahı arasında gidip geliyorum.
zamanın pembe eteklerinden sıyrılmış herşey
biraz meczup biraz uykulu üzüm taneleri görüyorum düşümde
çok ezildikçe şaraba hak veriyor çekirdekler
yirmi küsur şehir geziyorum
yirmi küsur yol yürüyorum
avuçlarım bir balıkçı köyünü yakıyor
balıklar martılara küs
yırtılıyor dünyanın ağları
yıkılan yerlerime konut duaları okuyorum.
orhan veli istanbulu dinliyor
ben gözlerimi kapatıyorum.
umurumda değil.
kirpiklerinde asılı duruyor gülüşüm
halsiz ve güçsüz çivilerle şiire cümle asarken
bir ressam yanıbaşıma çaresizliği çiziyor
üstelik çok lacivert.
arka fonda gözlerini çalıyor cennet
bremen mızıkacıları gibi alıp şiirimi gidiyorum
bir dakikalık kaygı duruşu
sonra öleceğim usulca
tamiri caizse yüreğimi toplayacağım
birde nane şekerleri
gidilecek bir yer var
ama
gözlerime hırsız girdi.
erotik bir hikayenin ırzına geçilen kahramanı gibi
cuma hutbesinden önce ölmüş mevta gibi
ses sınırlarını deldiği için taşlanan müşrik it gibi
bir daha ki hikayeye gideceğim.
bil/inçsiz
bir okadar ölçeksiz
patron bir hüzünle...
5.0
100% (5)