2
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
2214
Okunma
Yüzümün kırışıklıklığını tarıyorum terasta
çirkinlikten dem vurup dişlerimi gıcırdatarak
elimde mahcup bir kanama hissi
karanlıktan korkmadığımın kesinliğine çarpıyorum
salonda avuçlarımı kaşırken
aynı korkunun hızı
baş döndürür cinsinden
alçaklık deniz seviyesinde
boynundan öpmenin korkusu sarıyor burnumu
bu defa
yatağımda miadı dolan haplar tek içimlik
aç kapa
fakat açlığım yüzünle takas cüretinde
el sıkışmanın mahalinden uzağız
bunu söylüyorum çünkü kalabalık değiliz
kuşlar gibi
vuru
şursak tabutumuza el kalkmaz
bütün delillerin kahrı içten olsa
ele verir ayaklarım şehrini
denizin karnında
kirli kaşıntılarımı tutuyorum
güneşi büzerek yanaklarından
bunları elemek saçlarımı kabartmaz
tut tutabilirsen kedileri
tahammülün sınırında av peşindeyim
geç kalınmışlık noksanlığı neymiş
soyunalım
sonra
güneşi boğalım
geçtim denizi dibine kadar
sap zaman iç içe
vaziyet buysa
alamet?
ne yaparsak
çelişkisi büyüyor kumdan ilişkimizin
gecenin gırtlağı güneye doğru kabarık
rastlantı aramızda kalsın
alışkanlığımı elimin tersine bırakamam
asloan yaşımdan utanan suratım
kıstıramam
kadehse kadeh
alnımızda onu kırarız
kırarız da
ağzımın dibinde dudak payın
ıslak
kaparsan saçını
yüzümü asacağım terasa