16
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
1320
Okunma

En aykırısından batıl bir cümle,
Keskin zamanların zamansız sırları belki de
En hicap yüklü seyri ömrün,
Demlendikçe zaman o insan pazarında
Ağzından akan salyalarla,
Bir katre dahi yol almazken
Yitip giden.
Bir cümle daha damlıyor parmaklarımdan:
İs içinde işlemediğim cinayet,
Görgüsüz kopçalarla iliştirdiğim günahlar
Ve yasakları ahvalin çok derinde bir gömüt:
Oysaki tek haram lokma geçmedi şiirden:
Almadığım çalmadığım,
Bariz yürek bariz neşe bariz tokadı el’in
Damıtırken ölümü hücrelerinden.
Nifak sokmaksa kaderle arama,
Beyhude!
Sapla samanı ayırt edemeyen münafığın düş yarası,
Tümden gelen bir hegemonya
Yine şiirin damladığı
Evrenin hükümranı.
Gönülsüz müyüm?
Hâşâ!
Yalan bir günce miyim peki
Akmazken kan şiir niyetine?
Sorular ardı ardına
Küpeştesinde mazinin:
Seziler yanılmadıkça elbet iz sürerim.
Bir nidayım gece yarısı,
Sefil bir çiçek açan kışın en melankolik zamanı:
Zarfların ömrü tamamlandı tamamlanalı
Ne gam!
Yazarım doya doya
Okumayacağını bildiğim her son mektubu.
Sonlardan muzdarip bir kaygı çöreklenen,
Başlamak gün ve gece
Göz göre göre.
Yaşanandansa yeşeren,
Bir cümleyi daha evlat edindim
Hayata ithafen:
Saklı bir tohumdu umuda dair,
Açmayacağını kim ise beyan eden.
Sanrılar, sanrılar;
İki kulaktan uzanan üçüncüye
Yoksa bana da mı tanınmayacak son bir yaşam hakkı?
Cevaplar mağlup,
Göçükte kalan son mürit:
Aşka asalı benliği daha dün gibi,
Sefil neferin ömrü
Hep yas dolu:
Gönle kıyan her bir kulu
Havale ettim dünden.
Halefi selefi yorgunluğun,
En muteber yüreği rehin tuttu mabedim:
Kirli bir isyanda,
Nursuz bir kelamda:
Sanırsın ki Hezarfan Çelebi
Dağıtmışlığımın kelamı
Sırlı bir gecede saklı.
5.0
100% (25)