2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
568
Okunma
Zamanın koynunda
Hasret nakışı güz yaprağı
Dikensiz solan gül kurusu
Kırık bir çerçeveden
Dudak ucuna asılı kalmış
Bir busenin hayalini uzatıyor
Ecnebi bakışlarını fırlatarak
Gözbebeklerime
Limitsiz çoğaltıyor çığlıklarımı
Boşluklarım derinleşiyor
Hasretin tadı bir başka oluyor
Sol yanıma uzanan dip yalnızlığım
Zamanın etine batan tırnak sancısıyla
Dolaşıyor zihnimin doruklarında
Firari bir sevdalı gibi
Hasrete ağlayan
Akasyaların kokusu burnuma
Koyulaşan gölgeler
Göz kapaklarıma sürüyor rengini
Sesin sesime
Yüreğin yüreğime değiyor
Göğsümün çeperinde
Uyuklayan zar gibi
İncecik bir maviye dokunuyor
Karanfil sapları
Ve dalına gücenik
Ortanca yaprakları
Adını adımın yanında anınca
Sayıklamalarım
Dipsiz kuyulara düşüyor
Sesim anadan üryan
Matlaşmış gölgem uzuyor
Güvercin bakışlarından
Sineme düşen ıslaklık kadar
Tenimin üstüne vuran
Işık hüzünlerinin sarısı kadar
Bir kuşluk vaktinde kokan
Hasretlik birikiyor içimde
Dikensiz bir gül kurusu kadar
Müşteba Güneş
5.0
100% (5)